Sağlıkta Ağaç Katliamı, Ücretli Cenaze Aracı ve Yandaş Medya
Gezi olaylarının şehrimiz ayağının en etkili olduğu günlerde ESPARK önünde toplanıp Yunusemre Caddesi’ndeki AK Parti binasına yürüyen öfkeli ve kandırılmış kalabalık, hatboyuna geldiklerinde henüz yeraltına alınmamış raylardan Ankara istikametine giden Yüksek Hızlı Tren’i yuhalamış, yolu kapatarak 1 saati aşkın yolu kapamış, vandalca trenle yolculuk eden vatandaşları da gaspetmişlerdi.
Ertesi günü sadece bir yerel gazete “Trene kafa attılar” manşetinin altına “Tayyip’in trenini istemiyoruz” sloganı atıldı diye haber yaparken diğer yerel özgür basın olayı şirin gösterme telâşındaydı. Hele olayların bizzat içinde olan danışman gazeteci maaşını aldığı, belediye idarecilerinin gözüne girmek için köşe yazısında “Tepkiden tren de nasibini aldı” gibi gülünç bir yorum yapmıştı. Aynı danışman gazeteci, geçtiğimiz gün köşesinde ‘Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü yerleşkesinde ağaç katliamı’ diye yazı kaleme almış.
Yazıya başlarken de; eskiden Askerî Hastane denilen sonradan Hava Hastanesi olarak bilinen Sağlık Müdürlüğü binası diyerek de bir dipnot verme gereği duymuş. Demiş ki: “Hastane bahçesinde 38 ağaç kesişecekmiş, Eskişehir’de ağaç kesmemin bedeli biraz ağır olur. Hatta kimi zaman da biraz değil; bir hayli ağır olur” diyerek üstü kapalı tehdit ederek, Gezi olaylarına da atıfta bulunmuş. Sanki Bademlik’te kesilen ağaçların bedeli ağır oldu. Sanki Hamamyolu’nda sökülen ağaçların bedeli ağır oldu… Sanki tramvay yolu inşaatı için başka güzergah kalmamış gibi Şeker Fabrikası önünde kesilen ağaçların bedeli ağır olduğu gibi… Kim kesti ve söktü bu ağaçları kendisinin ve oğlunun çalıştığı Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyeleri? İtirazı oldu mu, kalemini oynatı mı; hayır! Tam tersi, savundu bile… Tabii meydan boş ya, nara atarlar hatta kusmuk… Neredeydin buralarda ağaç katledilirken danışman gazeteci!? Bir sefer sesin çıktı mı, çevre adına, tabiat adına, yeşil bir gelecek adına n’aptınız? Ben söyliyeyim; bırakın tepki göstermeyi, vatandaşın çığlık ve sitemlerini bile haber yapamazdınız. Çünkü mevcut belediyelerin besleme yayın organısınız. Değil manşet, iç sayfalarda tek sütun bile haber yapamazsınız.
Gelelim işin aslına… İl Sağlık Müdürlüğü bahçesinde artık miadını dolduran kuruyan ağaçlar yıkılma tehlikesi ile burun buruna gelmiş, her gün yüzlerce hatta binlerce insanın tedavi amaçlı geldiği aynı zamanda yönetim binası da olan yerleşkenin için de yıkılma riski taşıyan ağaçları inceleyen Sağlık Müdürlüğü Yönetimi durumu Orman Bölge Müdürlüğü’ne bildirip rapor istemiş, Orman da Anıtlar Yüksek kuruluna… Kurul incelemiş ve kurumuş ağaçların sökülüp yerine daha genç ağaçların dikilmesine karar vermiş. Ne var bunda? O ağaçlar birinin , birilerinin üstüne düşseydi nasıl haber yapardınız acaba? Bence olası felâketi önleyen duyarlı yöneticileri tebrik etmek lazım.
Bir diğer köşe yazarı da; Şehir Hastanesi cenaze taşımak için para istedi diye yazmış. Hatta daha detay bilgi verip cenazenin Kırşehir’e gideceğini, bilmem şu kadar para istendiğini, bir başka vatandaşın Yalova’dan ücretsiz getirttiği, bilgisini vermiş. Hani Yalova Belediyesi CHP’li ya oradan atıfta bulunmuş. Bak, ‘Sağlam Yazı’ yazmak için iyi araştırıp işin hakkını vereceksin. Yoksa senin köşen çürür, öyle rakı masalarında yazı yazarsan vücudun da çürür, köşen de çürür…
Eymen bebeği hatırlar mısın, hani İzmir’de üvey babası katletmişti de cenazesini Eskişehir’e otobüsün bagajında getirmişlerdi ya, olayın vukû buldugu Konak’ta ya da ikamet ettikleri Buca’da Büyükşehir de dahil İzmir’deki tüm belediyeler CHP’li değil mi? Sen bunu eleştiren hatta ima eden bir tanecik yazı yazabildin mi, hayır! Yazamazsın yoksa sponsorların sana ne der?! Ya da Adana’da polis otosuna bomba koyan iki terörist, Büyükdere mahallesinde saklandıklarında baskın düzenleyen kahraman polis ekiplerince öldürüldüğünde cenazesi Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne ait araçla İstanbul’a gönderilirken ne tepki verdiniz, doğrusu onu da merak ediyorum.
Aslolan şudur: Hastaneler insanın sağlığına kavuşması için vardır. Hasta taşıyan sayısız ambulans vardır ama hastane cenaze taşımaz, ücret de isteyemez. Onun için ‘kilometre başına bilmem şu kadar kuruş istedi’ bilgisi de doğru degildir. Cenazeyi başta belediyeler olmak üzere, ticaret odası, esnaf odası ve diğer STK araçları taşır. Haa ücretini, prosedürünü bilmem. Öyle bilip bilmeden insanların üzerine birtakım suçlar isnad etmenin adı ‘köşe yazarlığı‘ olmaz. Olsa da o köşe sağlam olmaz. Başka bir aklı evvel de Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde adam kayırma imalı bir yazı kaleme almış, buna geçen ay gereken cevabı verdim hem de okkalı bir şekilde… Tekrar onun seviyesine inmek istemem. Adam kayırma deyince yerel iktidar sizleri kayırmasa haliniz nice olurdu acaba?
Bunları niye yazdım? Evvela kimseyi koruyup kollamak için değil. Kimsenin buna ihtiyacı da yok. Sağlık Müdürlüğü yöneticilerimize Şehir Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesi yöneticilerini de savunmak değil maksadımız lâkin olaylara sadece yerel iktidarın penceresinden bakıp, gayeleri vatandaşın daha iyi hizmet almasını sağlamak olan yöneticileri sırf kendi beslendikleri otoritelere şirin gözükmek adına halkın kafasını karıştırmasına müsaâde etmemek adına yazıyorum.
Hangi gazetecilerin şahsi kredi ve borçlarını kimlere ödettikleri, hangi kaynaktan nemalandıkları, akşam sofralarına kimleri sponsor yaptıkları; inanın bu satırları okuyan kişilerin mideleri bulanmasın diye ve bize köşe tevdî’ eden site sahiplerini zor duruma sokmamak adına saklı tutuyorum.
Sağlıcakla…
Esenlikle…