Fitne Üretmek ya da Fikretmek
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde il Kongresi yaklaştıkça bazı klik ve klişeleşmis kulisler ışıl ışıl, pandemi dönemine rağmen bazı ofislerin ışıkları ilerleyen saatlere kadar yanmakta… Nasıl bir ‘fikir üretiriz’ de Zihni’yi alt ederiz diye nafile hayalleri terennüm ediyor. Bu nafile turların ve hayallerin baş aktörü 2002-2006 arasında hasbelkader il başkanlığı yapmış bir isim…
İsminin mânâsı fikir üretmek, idrak, zihin, akıl, düşünmek gibi manaları var ama fitne çıkarmak gibi bir anlamı yok… Ama sayın önceki dönem il başkanı 2006’da teyzesinin oğlu ve kurucu il başkanına karşı il kongresini kaybedince, fikrini kaprislerine ve hislerine kurban etti. O gün bugün hemen her seçimin aday adayı, milletvekilli aday adayı, belediye başkanı aday adayı, il başkan adayı… Ya kardeşim olmuyor işte, bi’ kenarda dur. Boyun var, cüssen var il başkanlığı yaptın, ağır ol molla desinler, partinin abisi ol ama yok… Üzerindeki bedreftar huyu bir türlü atamadı.
Beni bilenler bilir. Genelde kişiyi hedef alan bir yazı kaleme almam; eşitsizlik, haksızlık ne varsa onu yazarım. Bendeniz sayın başkanın görevde olduğu sırada üç ya da dört defa eş-dostun bürokrasiye takılan problemlerini iktidar partisi il başkanı çözer umuduyla kapısına gitmişliğim olmuştur ama her seferinde kapı duvar oldu. Üstelik yaşca ondan büyük olmama rağmen! Burası ‘iş bulma kurumu’ değil veya ‘hayır kurumu değil’ ifadelerini ben ve birçok kişiye sarf etmiş bir il başkanı olarak hafızalarda kanıksanmaktadır.
Adı geçen zât-ı muhterem, 2002’de kurucu il başkanının aday adaylığı için istifası neticesinde, il yönetimi arasından seçilerek il başkanı oldu. 2003’te de kongrede tüm milletvekilleri ve merkez ilçenin desteğine rağmen kurucu merkez ilçe başkan yardımcısına karşı az bir oyla kazanabildi. 2006’da ise, genel merkez, belediye başkanlarının ve milletvekilerinin ‘kerhen’ desteğine rağmen dönemin il başkanına karşı seçimi kaybederek harakiri yapmıştır. Siyasi ve ticari hayatında hep bahtsızlık yaşamış hep hizip ve kavganın membaı olmuştur.
22. Dönem Milletvekillerinden biri hariç diğer ikisiyle, kurucu merkez ilçe başkanı ve ondan sonra merkez ilçe başkanıyla, kendi elleriyle partiye getirdiği ve sonra il başkanlığı yapan üç isimle hep kavga etmiş, adeta fitne üretim merkezi olmuştur. Ticari hayatında ise ortaklık yaptığı 6-7 kişiyle hep didişme ve sıkıntılar yaşayarak bedreftar bir profil çizmiştir. Kendisinin sürekli eleştirdiği Birlik Vakfı eksenli siyasetçileri AK Parti’ye davet eden, yönetimlerde yer veren, meclis üyesi listelerinin tepesine oturtan da kendisidir. 2006 il kongresi öncesi zamanın ilçe başkanının ekibiyle, il genel meclisi üyelerinin nerdeyse tamamıyla didişip hizip ve klik oluşturup bir megalomana karşı, eski merkez ilçe başkanının desteğini almasına rağmen seçimi kaybederek partinin sinir uçlarını update eden de yine aynı kişidir:
2006 Eskişehir İl Kongresinde kayıtsız şartsız zât-ı âlilerini destekleyen ve sonradan ‘vakıfçı’ diye eleştirdiği insanlar için; Ankara’ya klasörlerle evrak taşıma geleneğini başlatan ve bir yerel tv kanalında eski vekile -dönemin il başkanı- sarf ettiği sözlerden dolayı yargılanıp ceza alan ve 5 yıl boyunca aynı suçu işlememek suretiyle hapis cezasından kurtulan da kendisidir.
Adalet ve Kalkınma Partisi gibi teşkilat disiplini olan siyasi bir teşekkülde il başkanlığına kadar yükseleceksiniz ama her platformda partinizin yerel yöneticilerini yaylım ateşine tutacaksınız. Herkes yanlış, bir doğru siz misiniz efendi?
Son yerel seçimde Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olan kişiye ‘yanlış aday’ diyorsunuz, kapı kapı dolaşıp laf üretiyorsunuz, sonra onun altında meclis üyesi olmak istiyorsunuz.