Site Rengi

DOLAR 34,4861
EURO 36,2614
ALTIN 2.957,64
BIST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 0°C
Paz 2°C
Pts 3°C

Sarımsaklasak da mı Saklasak

27.01.2022
A+
A-

Sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklasak da mı saklasak? Sarımsağın faydaları… Solumuza soğan, sağımıza sarımsak deyip yönümüzü öyle ezberledik biz. Yazıda sarımsağın suyunun (tavşanın suyunun suyunun suyu değil) Covid’in baş düşmanı olduğu yönünde. Yazı çok güzel. Ancak eğitimsiz bir okurun anlaması zor diyor… Akademik açıdan doğru. İlaç prospektüsleri de öyle. Kim anlıyor? Eczacı üzerine yazıyor. Aç karnına, tok karnına… İş tamam. Bilime bir lafım yok. Benim lafım ne biliiiime! Hadi eğitimsiziz, diyelim. Belki kırk yıl önce köpeğimiz Tomi’yi belediye zehirleyince (o zamanlar bırakın zehri, tüfekle vurulurdu köpekler) rahmetli babam sarımsaklı yoğurt içirip kurtarmıştı. Bildiğin koyunu ameliyat ederdi. Yıllarca çobanlık yapmıştı. Evde hep katran bulunurdu. Yara, bere, haşere için katran. Anam rahmetli göbeği düşenin göbeğini yeniden yerleştirirdi. (Ayrıca elli yıl önce kadın berberiydi. İlçede badana yapmadığı tek ev yoktu. Rahmetli Çakır Eminem, anam boşuna 68 yaşında ölmemiş) Bardakçı’da köstebek ocağı vardı. Çobanken babam gözleri kör olacak derken bir esmer vatandaşımız bildiğiniz boynuzla o kanı emmiş babam iki saat sonra düzelmiş. Doğru yanlış bilmem. Çifteler’e anamı götürmüştük. Kadın bir ekmeğe yağ sürdü, anam yolda düzeldi. İnanç elbette… Psikolojik de olabilir. Gene anamı doktora götürmüştüm. Bir hap içti düzeldi. Sordum, bunlar eşantiyon hap, etkisi yok. Ama psikolojik etkisi çok. Deri kanserini iyileştiren adam var. Ama zakkumcu nerede şimdi? Bize yıllarca bunları kocakarı ilacı diye algı oluşturanlar, şimdi bunları konserve, paket, hap-hup yaptılar. Üstüne üstlük bize sattılar, satıyorlar da. Elbette kocakarılar yapacaklardı. Gençler ancak yaşlandığında õğrenecekti. Nereden nereye geldik… Koy balkona sarımsak, cümle haşerat karınca çav bella be ya! Kısaca biz tüketim için aldığımız çok şey için aslında ambalaj parası veriyoruz. İlaçlar da öyle. Derdime derman olana bak sen! Derman mı, ferman mı? Eskiden kocakarı ilaçları ve ocaklar vardı. Şimdi hâle bak. Bize bunları kocakarı ilaçları diye yutturanların “ocağına düştük ağam” durumundayız!

***************

Ne de güzel kokuydu o öyle. Neredeyse burunları kaplamıştı… O kadar güzel kokuyordu ki; herkes biraz daha bir daha koklamak istiyordu o kokuyu… Neredeyse diğer dört duyu ‘tu kaka’ edilmişti. Çoğu zevkten dört köşe, beş köşe altı köşe hatta ve hatta çok köşegenli olmuştu. Bazılarının hoşuna gitmemişti bu koku… Öyle ya, birdenbire zembille gökten inmemişti ya! Bunda bir iş bir dümen var diyorlardı. Çok ballı görünüyordu. Ama onlara göre çok dallıydı bu iş. Öyle bir ağaçtı ki bu, dev sekoya ağacı bile un ufaktı yanında. Bunlar nasıl oley ?coğrafikte yoktu ama vardı işe. Dalları her yeri kaplamıştı. Sırnaşık bir yapısı vardı bu dalların. Hemen hemen her şeyi sarıyor öylece hareketsiz bırakıyor, sonuçta dal nereye sen oraya hesabı. Ve o dal ite ite götürüyordu. Eh idare ederdi. Ama bu sefer karşılarında kapı dal ite vardı kapı gibi. Dal kapıya itiyordu. Vehbi’nin kerrakesi anlaşılmıştı. O güzel kokan, kokutulan şey anberdi. Anberyalazizim diyorlardı ona. Anberyalazizim veodalitenin  dallarına yapışmış, o dalları kırmaya başlamış kapı gibi kapıdaliteyi ite kaka dayamıştı. Doğal bir yapısı yoktu bu ağacın. Ama talihsel yeteoralizm veodalitenin üzerine dev bir yeteror yollamıştı. İşte bu yeteror yüzündendi bu koku. Derken gel zaman git zaman. Ne zaman ki kokunun etkisi bitti, o koku epten gitti. Şaşkına döndüler. O mis gibi kokular dündüler. Ya bugündüler? Toplumsal haliseziyonslar mıydı bu? Aslında bunu sezen fazla yoktu. Burunlar kapanmıştı iki parmakla. Hemen yetişti ona anberyalazizim. Onlara birer son model mandal dağıttı mandalite buydu işte burunlara. üç otuz paraya. Artık sözüm ona yoktu koku. Mersi boku (Teşekkür ederim demek)
Demek?
***************
Hava yastığının içinden atlet çıkmış! Normal. Sürücü yastığa kafasını koymuş. Yastığın içine de atleti koymuş ki kafası rahat!
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.