Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir °C
Eskişehir
°C
°C
°C
°C
°C

Kahrolsun Sosyalizm.Yaşasın kapitalizm

20.02.2025
A+
A-

Mihalgazinin sempatik Belediye Başkanı Zeynep Akgün Hanımefendi; “Kazım Kurt” hakkında ne çok yazı yazıyorsunuz diye şaka yollu takılırdı….Umarım,Büyükşehir Meclisinde Kazım Kurt ile yaşadığı tartışma sonrası,Kazım Kurt gibi bir politik aktörü neden çok eleştirdiğimizi şimdi anlamıştır.

Bir kadın Belediye Başkanı, nezaketini ve sakin üslubunu bozmadan meclis gündem maddesi hakkında Büyükşehir Belediye Başkanına soru soruyor.                              Onun gibi kadın olan Büyükşehir Belediye Başkanı aynı nezaket ve sakin üslubla cevap veriyor (ken)

O da ne ….Yumuşak,insana huzur veren ses tonu ile nezaket ve konuşma üslubu konusunda Eskişehir’de politika yapanlar arasında bir numara olan Kazım Kurt devreye giriyor.

Belediye Meclisinde, soru sormak gibi hadsizlik yapan AKP’li meclis üyesi kadına haddini bildiriyor.

Ben Kazım Başkanımızı haklı buluyorum…Bu AKP’li Zeynep Başkan kim oluyor da Belediye Meclisinde soru sorabiliyor (!).Bu AKP’liler kendilerini ne zannediyor.

Oraya yazmışlar,senin okuman yazman yok mu.Avukatmısın…Kaç dil biliyorsun.Kesin babanın sayesinde meclis üyesi olmuşsun.

Aslında bunların hepsi aynı.Tepebaşı Meclisinin AK Partili üyesi Ali Semih Ünlü, meclis toplantısında Ahmet Ataç’ın işine gelmeyen sorular sorduğu zaman;oturumu yöneten Ataç,Semih Beyi küçümsemek amacı ile eğitim durumunu sormuştu..Semih Ünlü ODTÜ cevabını verince “Aaaaa öylemi” diye konuyu kapatmak durumunda kalmıştı.

 

Jakoben,üstenci ve kibir konusunda Ahmet Ataç ile Kazım Kurt arasında milimetrik fark bulamazsınız.Sadece Ahmet Ataç duygularını çok iyi gizleyebiliyor ve pervasız değil.Yüzünde ki “Gülücük Protezinin”altını kaldırın neler neler görürsünüz.

Zannedilmesin ki Kazım Kurt çok dobra bir adam ve duygularını saklamıyor…..Öyle düşünenlere çok gülerim.Onun duygularını gizlemeye içinde ki militan ruhu izin vermiyor.

Bir ara “Ben Solcuyum” “Ben militanım”diye gezen Kazım Kurt’u 1980 öncesinden tanıyoruz.Sadece biz değil BRAVDA’da ki eski tüfek Maocu TİKKO ve HKP (Halkın Kurtuluşu)liler de iyi bilir.Size gereksiz bilgi vereyim.Yaşı 60’ı geçmiş birisi, hitap ettiği kişilere “Hocam”diyorsa eski tüfek HKP’lidir.

Devam edelim…Kazım Kurt’un Sovyetik TSİP(Sosyalist İşçi Partisi) fraksiyonunun sempatizanı olduğunu iddia ederlerdi.

Milli devrimi reddeden.TKP ve TİP ekolünden gelen Sovyetik TSİP;Marksist-Leninist “Sosyalist Devrim”için kurulmuştu.

TSİP’in ideolojisini merak edenlere,partinin önderlerinden politbüro üyesi Çağatay Anadol’un “Şu Bizim Sosyalist İşçi Parti”adlı kitabını öneriyorum.

Mustafa Suphi’yi katlettiğini iddia ettikleri Mustafa Kemal’e karşı,o günlerin anti-Kemalist ve anti-milliyetçisi Maocu ve Sovyetik fraksiyon mensubları bugünün en büyük Atatürkçüleri ve Kemalistleri.

Biz bugün olduğu gibi,o günlerde de Mustafa Kemal Paşa’ya büyük hürmet ve saygı gösteriyorduk.Onlar liselerde,üniversiteler de Atatürk’ün resimlerini parçalayıp, yerine Marks,Lenin ve Mao’nun resimlerini asarken biz yere attıkları resimleri topluyorduk.

1980 sonrası ideolojisini terk etmeyenler, darbenin etkisi geçene kadar,kendilerinin kurdukları dergi ve gazetelerde “Sosyalist Devrim”rüyasına devam ettiler.Konformistler de geniş kitlelere yayılan sol partiler de,milletvekili ve Belediye Başkanı olarak iktidarın ve koltuğun tadını aldılar.

Rahmetlik Bülent Ecevit,1980 öncesi bunlardan o kadar çok çekmişti ki kurduğu DSP’ye bunları sokmamak için bütün kapıları kapattı.DSP üye dahi olamadılar.

Sosyal Demokrat partiler CHP’de toplandığında büyük çoğunluğu oraya kaydı.Kendi fraksiyonundan olmayan herkesi ajan,işbirlikçi olarak yaftalayan ve suçlayan kafa CHP’de de hizipçiliğe başlayınca,bu sefer Deniz Baykal bunları partiden temizledi.

Bu dönemde Kazım Kurt iki kez CHP’den atıldı.Niye atıldığını İsmet Süder’e soran olursa bütün çıplaklığı ile anlatabilir.

Kazım Kurt a sempatik mi evet.Ama onun gözü,kaşı umurumuzda değil.

Öteleyeci,fraksiyonist,hizipçi anlayış taşıdığı iddia edildiği için kendi partisinden bile iki kez atılan bir anlayışın; toplumun her kesimine eşit mesafede olması gereken Belediye Başkanlığı koltuğunda oturmasına karşı olduğumuz için

Kazım Kurt’u sık sık eleştiriyoruz.

Kendisine oy vermeyen herkes kötü ama sorsan demokrat.

Hükümet ve devlet ile,kendi partisinden Belediye Başkanları ile kavgalı.Aday gösterdiği kişiye oy vermeyen Belediye çalışanlarını,muhtemel ajan ve işbirlikçi suçlaması ile Belediyeden attı.Zaten MHP’liler ve AKP’liler doğal düşman.Hatta onlara selam veren, alan bile düşman.Hatta ve hatta;CHP’den itilmiş ve kakılmış bir şekilde hatıraları ile yaşadığı Avukatlık bürosundan alıp Meclis üyesi,Milletvekili,Belediye Başkanı yapan Yılmaz Büyükerşen bile düşman.Yılmaz Hoca yakın zamanda EKOL TV’de “Etrafımda yer alan kişiler çok samimiyetsizdi.”derken kimleri kast etmiş olabilir.

Kavga ile yaşayan,kavga ile beslenen,kendi düşüncesi hariç herkesi ajan ve işbirlikçi gören bir anlayışa sahip bir anlayış siyasetten arındırılmadığı sürece toplumsal barışı sağlayamayacağız.

Zeynep Başkan yatsın kalksın dua etsin.Mecliste muhatabı ile yaşadığı monolog tartışma ile sonuçlanmış.Kazım Kurt’a muhalefet etme cesaretine sahip bir kadın Muhtara,Kazım Kurt’un gözünün önünde meşhur Özel Kalem Müdürü tarafından sokağın ortasında dayak atıldı.

Kadın Muhtarın sokağın ortasında dövülmesini Devrimcilik simülasyonuna çevirirsek:

“Ajan ve işbirlikçilerin kışkırttığı karşı devrim,kahraman halk güçlerinin tarafından bastırıldı.”

Ne Sosyalizm kaldı ne de devrim.Hepsi perde ve tiyatro.Sağ-Sol hepsi ABD Dolarının “Yeşil” rengi üzerinde uzlaştılar.

Kahrolsun Sosyalizm.Yaşasın kapitalizm.

Uyan ey halkım….

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.