Türkiye’deki bütün darbelerin planlayıcısı, finansörü ABD’dir.
ABD’nin uşakları yalan ve manüpülasyonla toplumun fay hatlarını harekete geçirirler, fay hatlarını da gençleri kullanarak kırarlar.
1960 darbesinden önce, üniversiteliler kıyma makinesine atılıyor yalanını kullandılar.
1970 ihtilalinde ODTÜ kullanıldı.
1980 öncesi bütün ülke ve sokakları ateşe verildi.
Oyun aynı! Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atamasını protesto olaylarında taşınan pankart her şeyin özetidir:
“Sen anlamadın mı; mesele Boğaziçi Üniversitesi değil!”
Ulusal basın yıllarımda “Sol terör örgütleri” üzerinde master yaptık sayılır. Örgütlenmelerini görünce anlıyorsunuz; bu işin üç tane gencin adanmışlığı üzerinde kurulması mümkün değildir. Bütün terör örgütleri istihbarat örgütleri tarafından kurulur ve yönetilir.
1980 öncesi biz sol terör örgütlerini Sovyetler destekler zannederdik. Mehmet Ağar’ın da itiraf ettiği gibi aslında hepsi Avrupa ve ABD’nin kontrolü altındadır. Biz çapımızı aşan bu işleri Eskişehir’de “Özgür(ün) basın susturulamaz” tayfasının entelektüellerine ve 80 öncesi x fraksiyonunda kova taşıyanlara bırakalım.
ÖNCE KENDİ ÇOCUKLARINIZI GÖNDERİN!
Geçtiğimiz hafta Eskişehir’de provake kokan hareketler gördük.
Odunpazarının Belediye Başkanlığı’na Kazım Kurt tekrar seçilince “herkes neler yaşayacağımıza dikkat etsin” demiştim.
Çünkü ilk döneminde Eskişehir tarihinde görülmemiş rezaletlerin yaşanması bugünün de işaretiydi. 2016 yılında Odunpazarı Belediyesi’ni yönetenlerin defolarının daha aleniyete dökülmediği günlerde Demokrat Parti’nin İl Başkanı Hüseyin Özcan’ın, Kazım Kurt ve ekip arkadaşlarına karşı sert muhalefeti dikkatimizi çekmişti. Kendisi ile görüşmem bir kez; o da 2016 senesinde gerçekleşti. Kendisi o gün; Kazım Kurt’un söylem ve kadrolaşmasının ‘Eskişehir’in barış ortamına zarar verdiğini’ söylemişti.
Üstüne kayıt dışı anlattıklarını ağzımız açık dinlemiştik. Aynen dediği gibi oldu, oluyor ve olacak.
BURASI DEVLETE MEYDAN OKUNACAK YER DEĞİLDİR!
Büyükşehir meclisinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşenin eşine ait taşınmazın üstüne “Resmi Evrakta Yalan Beyanda Bulunarak”kaçak bina yapılması ile ilgili söz almak isteyen meclis Üyelerine meclis gündemi haricinde konuşulmasına itiraz ederek: “Burası siyaset yeri değil” diyen Kazım Kurt, Odunpazarı meclisinde Anayasa ve Boğaziçi Üniversitesi hakkında nutuk atarken kendisinin Büyükşehir meclisindeki sözü hatırlatılınca “Beğenmeyen gider” lakırdısı üzerine AK Partililer ve MHP’li meclis üyeleri salonu terk etmiş. Bay Başkan kendisine yakışanı yapmış, burada anormallik yok!
Bay Başkan biliyorsunuz TOKİ için demediğini bırakmadı, bir de ne görelim? TOKİ’den dubleks ev almış oturuyor. Değişik bir tarzı var.
Esas önemlisi Milliyetçi Hareket Partisi’nin İl Başkanı İsmail Candemir’in sosyal medyada şunları paylaşması: “Belediye meclisi devlete meydan okunacak yerler değil, haddinizi bilin!” Anlaşılan Bay Başkan esmiş gürlemiş. Bay Başkan’a önce solcular hangi kollarını havaya kaldırır, onu öğrenmesini tavsiye ederiz.
Bay Başkan Kazım Kurt ve türevleri çocuklarımızı devlete karşı kışkırtıyorlar.
Bu ülke çok acı tecrübelerden geçti, evlatlarını sokakta kaybetti. Ey halkım! Çocuklarımızı sokağa çıkmaya kışkırtan bu adamların kendi çocuklarını sokakta göremezsiniz.
Behice Boran: “Sosyalist doğulmaz, sosyalist yaşanır” der. Bay Başkan kendi çocuklarını özel lisede, özel üniversitede okutacak; garibanın çocuğu, bunlar ve bunların çocukları için geleceklerini sokağa bırakacak. Bay Başkan madem ki eylemleri destekliyorsunuz; önce kendi çocuklarınızı sokağa çıkarın. Görelim devrimciliğinizi, solculuğunuzu; başkalarının çocukları üstünden politikayı bırakın artık.