Geçtiğimiz 12 Mart, Türk Milliyetçiliğinin ve Ülkücü fikriyatın Galip Hocası, Galip Erdem’in rahmet-i Rahman’a yürüyüşünün 25.yılıydı.
Fikir adamı olan Galip Hoca aynı zamanda herkesin korktuğu, kaçtığı 12 Eylül döneminde cuntacılarının anayasal düzeni yıkmakla suçladığı Alpaslan Türkeş Bey ile MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasının avukatlığını da üstlenmişti.
Galip Hoca’ya göre:
“İç Türklere rağmen milliyetçi, dış Türklere rağmen Turancı, Müslümanlara rağmen Müslüman olabilen insan ülkücüdür”
Zamanımıza bakınca bu tanımı daha ileriye taşımak lazım. Bugünün ne solcusu solcu gibi ne Müslümanı Müslüman gibi ne de ülkücüsü ülkücü gibi yaşıyor.
Ülkücüyüm diyen Meral Akşener; faşist kürtçü bölücü PKK’nın legal organı olan HDP’yi Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak tanımlayabiliyor.
Müslümanım diyen insan hakkaniyetten ayrılabilir mi?
Allah’tan korkmayabilir mi?
Maalesef Türkiye’de hem korkmuyorlar hem de utanmıyorlar. Bu köşeden AK Parti içerisindeki AKP’li fırıldakları hep kendilerine yontan sendika ağalarını ve AK Parti’nin muktedirlerini eleştiriyoruz.
‘Rabbena hep bana’ olmaz.
Hak yemeyin, adaletli olun diye…..
Bu ülkenin solcusu da opurtünisttir.
Gerçek sol-marksistler bunları ilkesiz ve hep kendi çıkarına yontan fırsatçı politik tarzlarından dolayı eleştirirler.
Eskişehir’de de Odunpazarı Belediyesi’ni kendisini ’ben solcuyum’ diye nitelendiren bir belediye başkanı ve yoldaşları yönetiyor.
Nasıl bir solcudur ki; TOKİ’ye karşıdır fakat kendisi TOKİ’nin yaptığı dubleks evde oturur.
Eğitimin parasız olmasını savunur fakat kendi çocuklarını anaokulundan üniversiteye kadar özel okulda okutur.
Halk adamıdır fakat milletvekili seçildiğinde Mercedes’e biner.
Diğer otomobili de AUDİ’dir. Favorisi Jım Beam’dır.
Çevrecidir fakat kendi reklam resminin önünü kapatan ağaçları kestirir.
Yoldaşları kendisinden farklı değildir.
Sosyal medyalarında Che Guevara’nın sözlerini kullanırlar; tek yol devrim yazarlar, eylemlerde korkularından yüzlerini kırmızı paçavralarla kapatırlar.
Boyacı ve sıvacı kalfalığı yaparken sosyalist ayağına yatarlar. Kapağı devlete attıklarında bisikletleri olmayan bu çakma sosyalistler, Eskişehir Vali Konağı’ndan daha büyük köşklerde tatlı hayat yaşarlar.
Odunpazarı Belediyesi’ni kollektif şekilde yöneten büyük solcu Başkan ve yoldaşları bilboardları yeni, yine, yeniden reklamlara boğmaya başladı.
Çok çalışmış mış, mış, mış, mışlar!
2019 seçimleri öncesi bastırdıkları kitapçık önümüzde duruyor.
Bilboardların içeriği ile ilgili yazı dizisi yapacağız.
Mesela arıköy, arılar, ballar nerede?
Mesela kendi fidanlarınızı üreteceğiniz Çavlun’daki bahçeleriniz nerede? Mesela diktiğiniz kiraz ağaçlarınız nerede, mesela 100 kreş nerede, mesela milyon metrekare diye salladığınız ormanlarınız nerede?
Bu balonları tek tek patlatacağız şu anki konu yine bilboardlar…
Mercedesli ve villalı büyük solcuların yönettiği belediyenin bilboard ilanında dijital belediyecilik yaptıklarını gururla yayınlamışlar.
Tezata bakın dijital belediyecilik yapmakla övünüyorlar. Eğer çağ, dijital bir çağ ise artık kimsenin dönüp bakmadığı açık hava reklamlarına niçin milyonlar döküyorsunuz?
Cidden niçin milyonlar döküyorsunuz?
Niçin bu paraların hesabını soranlara saldırıyorsunuz?
İstanbul merkezli ADARGA nasıl bir şirket mesela? Bu ADARGA’nın tek iş yaptığı il Eskişehir mi?
Reklama boğulan bilboardlar önce Eskişehirspor’a oradan dönemin Kulüp Başkanı Halil Ünal’ın kendisinin ifade ettiği gibi: “İstanbul merkezli bir şirkete”, oradan da Özgür’ün 16 şirketli tröstüne…
Sonra çat, çat, çat, çat kes faturayı.
Alan memnun, satan memnun.
Çat çat fatura kesen ve bu fatura ödensin diye çat çat imza atanlara bir müjdemiz var!
Odunpazarı Bölgesi’nde ilan asılan bütün bilboard ve başka reklam araçlarında belediyenin verdiği ilanlar sizler için günlük takip ediliyor.
Hangi ilan verilmiş, kaç gün kalmış günlük kayıt altına alınıyor.
Biz müjdeyi verelim, keyfiyet yine de sizin.
Olur da fatura oluştururken yanlışlıklar yaparsınız…
Yine yanlışlıkla iki hafta dersiniz 1 hafta kalmıştır tabii ki yanlışlıkla…
Allah korusun ilan asılmamıştır fakat mutlaka yanlışlıkla asıldı diye fatura oluşturursunuz… A, b, c firmasına x birime kiralanan reklam araçlarını, beş x birime belediyenize yanlışlıkla kiralarsınız.
Allah korusun da fahiş fiyat farkı çıkabilir… Artık dikkatli olun sonra ağlamayın…
Odunpazarı Belediyesi’nin bilboardalardaki reklam bombardımanında beğendiğimiz ve takdir ettiğimiz unsurlar da var.
Mercedesli büyük solcu belediye başkanı Kazım Kurt solculuğunun ilanını için sıkılmış sol yumruğunu havaya kaldırırdı. Yaza yaza kendisine hangi kolunı havaya kaldıracağını öğretebildik.
Şükürler olsun.
Bilboardalardaki resminde sıkılmış sağ yumruklarını dirsekten kırarak havaya kaldırmış.
Kendisi solculuğun bütün gerekliliklerini yerine getiriyordu. Bir tek hangi kolunu kaldıracağı kalmıştı, onu halletmiş.
Artık kendisi en büyük solcu!
Fakat sayın başkanın resminde fazla rütuş yapmışlar.
Kendisi bizim solcu belediye başkanımızdan ziyade Harry Potter serisinin Lord Voldemort karekterine benzemiş. Diğer taraftan başkanımızla gurur duymak da gerekir. Dünyanın hayran olduğu bir film karakterine benzemiş.