Maksat Ciğer Sökmekti Zaten
Efendim taaa çocukluk yıllarından bilirim ben de Hamamyolu’nu…
Şehrin göbeğinde varılmış bir doğallık ve halkın işi yoksa da sadece nefes almaya uğradığı, salkım söğütlerin suyun üzerinde düşen gölgesine gözlerini saldırdığı, kar gibi beyaz ördekleri seyrettiği, kenarlara koyulmuş masalarda ailesi ile dondurma yiyebildiği bir küçük ormandı belki de…
Nasıl ki nefes almamız akciğerlerimiz sayesinde…
İşte bu kârda şehrin akciğerlerini şehrin göbeğinden söküp aldılar…
Bugün itibari ile de büyük gayret ederek kuruttuklari ağaçları kesip attılar…
Ama amacına hizmet eden bir park oldu orası…
Maksat zaten ciğer sökmekti.
Hizmet etmek için değil, zaten bunun için gelmişlerdi.
O plastik döşemenin altından hava kararınca kedi kadar farelerin çıkması nedir sizce?
Garipler plastiğin altında boğulmak üzere…
Nefes almaya koşuyorlar…
Düşünün evimize gitseler kapan kuracağımız farelere bile acıyoruz artık…
Medeniyeti taştan ve plastikten sanan seçilmişlerin kalpleri taştan ve hizmetleri de plastikten olur zaten.
Fikrimce kesilen ağaçların yerine de damacana heykeli falan dikilir diye düşünüyorum..
Bir ağaca şiddet mağduru kadınların resimleri çakılmış.
Ben de kesilmiş ağaçların ahını bırakıyorum buraya…
Allah koymasın…
’Üç beş ağaç kesildi’ diye gezmeye çıkıp ülkenin anasını ağlatanlara da selam olsun.
Dilerim mezarında değil ağaç, ot bitmez ot!
Ha bir de bunlara oy verenler, bundan sonra bunalırsanız gölgesinde soluklanacağınız ağaç aramayın…
Heykellerin altına bank koymuş belediye…
O plastik köprü de hizmetin en yükselmiş hali işte.
İktidarın hizmetlerinin yanında bunlara oy verilirse memlekette içme suyundan ağaca hiçbir şey kalmadığı gibi tüm manevi değerlerimiz de yok olup birçok ailenin, öğrencilerin yaşadığı sokaklar da suça zemin hazırlayan alkollü mekan olur.
Ayık olalım ayık!
İçmeden sarhoş olmamalıyız!
Bunların hiçbirine izin vermeyen bir duruş sergilemeliyiz!
Yüreğinize sağlık…