Parsel Parsel Eylemişler Dünyayı
Âşık Mahsuni Şerif sazını almış söylüyor:
“Parsel parsel eylemişler dünyayı,
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı?
Dost elinden ayağımı kestiler,
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı.”
Akılsız başın çilesini ayaklar çeker!
Özgül ağırlığı olan Bülent Arınç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek için bakın ne diyordu?
“Ankara’yı ‘parsel parsel’ sattın“ deyince AK Parti’nin bam teline basmış oldu.
Halk da diline doladı.
Özdeyiş gibi…
İ. Melih Gökçek’e yapıştı kaldı.
Arınç bir konuştu, pir konuştu; bir anda, Türkiye “sallandı!”
Bu laf size belki bir şeyler hatırlatıyordur.
AK Parti de siyasi bir “artçı” yaşamıştı.
Bu “fay kırılması” gelecekteki büyük bir “depremin” habercisi olabilir miydi?
Şimdiden bu parti içi “fay kırılması” bunun öncü depremi değil mi?
Sayın Arınç mealen diyor ki:
“Ey Gökçek! Uzun yıllardan beri oradasın. En son seçimleri de nasıl burun farkıyla kazanıldığını biliyoruz. Belediye başkanı olduğun süre içinde de her türlü “imar” numaraları yaptın.
Meclislerinden satış yetkisi aldın.
Kamu mallarını sattın veya eşe dosta kiraya verdin.
Şirketlerini babanın çiftliği gibi kullandın.
Bunların bende belgeleri var.
Kısacası aba altından sopa gösterisi…
Arınç’ ın anlatımı muhafazakâr-mütedeyyin iktidar sahiplerinin çürümesinin de tefsiri anlamına geliyor.
Ankaralı bu mesajı çok iyi algıladı ve Mansur Yavaş’ı Büyükşehir belediye başkanı seçti.
Şimdi, Gökçek döneminin ihaleleri, imar plan değişikleri bir bir inceleniyor.
İbret verici sonuçlar ortaya çıkıyor.
Daha neler çıkacak kim bilir?
Sadece Ankapark’a harcanan para 750 milyon doları geçmiş. Külli zarar.
Bu çok önemli ciddi bir para.
Belli ki har vurup harman savrulmuş…
Arkası gelecek gibi görünüyor…
Soluk soluğa okuyacağımız belgeler ortaya çıkacak…
Bu durumdan rahatsız olanlar kim?
Kim olacak, altında imzası olanlar elbette!
PARSEL PARSEL satış, bağış Ankara’yla sınırlı değil elbette. İstanbul başı çekiyor. Oraya dokunan yanar. Ucu açık, nereye gider bilinmez!. Bursa ha keza öyle.. Cesur, yürekli de olsan bir yere gelindiğinde durduruverirler.
Dürüstlüğe adanmış ömürlerin akıbeti biliniyor!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da: “Evet, birileri yönettiği kenti parsel parsel tezgâhlıyor” demiş.
SİYASETİN ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ…
Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine inanmıyorum.
Ancak; Şişli’yi şişlerlerken gelişen imar olayları unutulmuş herhalde. Fır fır Mustafa bir DSP, olmadı CHP, olmadı… Olmadı bir daha DSP, olmadı bir daha CHP ve YDH’nin rüzgar gülü… Muhakkak o bir yerlere gelmeli…
Süper ego…
Laf ebesi…
İkili fikir tartışmalarında göremezsin…
Kılıçdaroğlu, bir zamanlar Genel başkan yardımcılığını yapan Gürsel Tekin’in Yargıtay’daki dosyaların içeriği unutulmuş herhalde.
Eğer, bu konuda samimi ise, Şişli’de 1999-2014 Mustafa Sarıgül döneminde kaç tane imar plan tadilatını, meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
Antalya’da, 2009-2014 arasında Mustafa Akaydın döneminde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
Eskişehir’de, 1999-2014 arası Yılmaz Büyükerşen döneminde büyükşehirde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
2004-2014 yılları arası Odunpazarı, Burhan Sakallı döneminde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
1999-2004 yılları arası Odunpazarı İsmail Haşim Ateş döneminde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
1999-2004-2009-2020 Ahmet Ataç döneminde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?
2004–2009 AK Partili, Tacettin Sarıoğlu döneminde kaç tane plan tadilatı meclis gündemine getirmiş ve kabul edilmiş?.
Acaba bilgisi var mı?
Kılıçdaroğlu’nun yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Seyit Torun, imar plan tadilatlarının toplam envanterini isteyiversin partili belediye başkanlarından bakalım, bir araştırıversin. Çıkacak olan sonuçlara bakalım ne diyecek?
Parsel, parça başı, darısı senin başına!..
Neler çıkar bir bilebilsen…
Gerçekler çok acıdır…
Herkes ahlakçı söylemlerde bulunur ama, ahlaklı olamazlar…
ÖNERMELER…
Büyükerşen, Belediye Başkanı olmadan önce kent için önermelerde bulunurdu.
Ulaşım, çevre, şehirleşme, “imar”laşma…
Yapılan sempozyum ve panellerin değişmez kadrolu konuğu olurdu.
Çünkü o bir “bilen”di. Kent fenomeni idi.
Çünkü bilemediği hiçbir şey yoktu.
Bir zamanlar Gökmeydan’ımız vardı.
Bahçeleri ile ünlüydü.
Şekerin “EKİM” alanları vardı.
Deneme ve tohum deneme ve üretim alanları vardı.
Tarım ve hayvancılık yapılıyordu.
Süt ve süt ürünleri üretiliyordu.
Hem de doğal ortamda…
Tohum ıslah çalışmaları yapılıyordu.
Meyve ağaçları vardı.
Şimdi beton yapılarla kuşatılmış.
Çağdaşlık adına söylenen yalanlar…
VİŞNELİK, KIRMIZITOPRAK…
70’li yıllarda bahçelerimiz vardı. Daha buralar betonlaşmamıştı…
Meyve ağaçları salkım salkım kirazlar, kayısılar, erikler, asma bahçeleri.
Şimdi beton yapılarla kuşatılmış.
Yenibağlar, Eskibağlar, Güllük, Bahçelievler…
Son dönemlerde Sümer Mahallesi, Aşağı Söğütönü, Zincirlikuyu
1.sınıf tarım arazileri.
Hepsi parsel, parsel ranta açıldı.
Kimin döneminde?
Büyükerşen’in başkanlık yaptığı dönemde.
Şimdi başkanlık modeli iyi mi, kötü mü tartışması var.
Alın size ipucu!
BELEDİYE BAŞKANLARI SEÇİLMİŞ İMPARATORLAR GİBİ.
Kimse hesap soramaz. Bir belediye meclis üyesi sıkıysa soru sorsun…
Mukayeseyi sizler yapın.
Ey Kılıçdaroğlu! Haberin var mı?
Eskişehir’de neler olup bittiğinden haberin var mı?
Öyle, “Eskişehir bozkırdı, vahaydı Büyükerşen burasını yeşil Bursa yaptı” demekle olmuyor…
Zaten senden de genel başkan olmuyor…
Çok yazık... CHP’ye…
Yazık oldu Eskişehir’e..
Kesilen ağaçlardan bahsetmiyoruz.
Bağdan, bahçeden, bostandan bahsediyoruz.
İmara açılıyor…
Merak etmeyin, şimdi de ALPU’ya göz dikilmiş. Dikenler belli… İlk önce büyük ova statüsü, sonradan kenarından kıyısından dolaşarak delme çabaları var. Şehrin en önemli ovalarından biri.. Tarlalar birkaç kez el değiştirmiş. Bu alışverişten birileri ciddi para kazanırken diğer taraftan sanayi odası başkanı da ALPU’ya göz dikmiş.
Göz diken dikene.