YUMUŞAK KARIN:AK PARTİNİN MİLLETVEKİLLERİ
O zamanlar Başbakanlığa bağlı bir kuruluş içerisinde görev yapan arkadaşımız çoğunlukla yurtdışında görev yapıyordu. Odasını resim tabloları yerine bazı Türk soylu liderlerin fotoğrafları süslerdi.O resimlerin orada olmasının muhakkak bir nedeni vardı. Onun ve bizim için Aliya İzzetbegoviç ile Ebulfeyz Elçibey’in yeri her zaman farklıydı. Bu iki Türk Beyinden bahsederken oturuşumuzu dahi düzeltme ihtiyacı duyardık.Bu iki liderden Elçibeyi erken kaybetmenin acısı hiç bir zaman geçmedi, geçmeyecek. Türkiye ve Türklükten bahsederken ağlayan Elçibeyi nasıl unutabiliriz Bilge Aliya İzzetbegoviç ise Avrupanın göbeğinde sırf Müslüman ve Türk olduğu için katliama uğrayan halkını ayakta tutan bir uç beyiydi.Eğer Boşnaklar Suriyeliler gibi ülkelerini terk etmiş olsalardı Slavlar 1364 yılında kaybettikleri Sırp Sındığı savaşının rövanşını alacaklardı.
Dün 19 Ekim di ; İslamı ve Türklüğü müdafaa eden Aliya’nın ölüm yıldönümü.Kendisi bir konuşmasında şunları söyler”Yerel kabadayılar haline gelen kişilere oy vermeyin. Bunu yapmayın. Çok laf eden fakat iş icraya geldiğinde rahatlarından vazgeçmeyenlere oy vermeyin.Bunlar çok konuşurlar iş icraya gelince rahatlarından başka bir şey düşünmezler”
Bilge Kralın bu sözlerini AK Parti’nin Eskişehir Milletvekillerine ithaf ediyorum. 2018 seçimlerinin üzerinden 4,5 yıl geçti.Sayın Vekiller bu süreç içerisinde rahatlarını bozarak ne yaptılar? Karşılığı koca bir hiç.
Aslında bu sorunun cevabını bulmak için neleri yapmadıklarından gitmek daha kolay.
-Toplumdan kopuk, steril bir hayat yaşadılar.
-AK Parti tabanına dönüp bakmadılar bile. AK Parti’de tanınan üç-beş kişiye ziyaret fotoğrafı ile parti tabanını idare edeceklerini zannettiler.
-Örneğin AK Parti Milletvekilleri partilerinin binasına toplamda kaç kez girmişlerdir.
-Sokakta silahların hakim olduğu,siyasette mücadelenin çok sert olduğu 1980 öncesinde dahi farklı partilerin milletvekilleri bir araya gelibiliyorken, AK Parti’nin Eskişehir milletvekillerinin arasındaki kan davası bitmedi tükenmedi.
-Birbirleri ile savaşan Azerbaycan ve Ermenistan barış masasına oturdu.Belkide 10 Bayram geçti. Ama aynı partinin milletvekilleri Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve Harun Karacan barışmadı.
– Birbirlerine duydukları şahsi kaprisler bürokrasiyi kontrol dışına çıkardı. Çünkü tek kriter birinin ak dediğine diğeri otomatik olarak kara diyordu.
-Milletvekillerinin şahsi kaprisleri AK Partiyi paramparça yaptı. Vs vs vs vs vs
Daha neler neler yazarım fakat yerim dar………
Reis Beyin Eskişehirde en büyük sıkıntısı ne olacak deseniz.Mevcut milletvekillerinin varlığı ile hayat pahalılığı başa baş gelir.
Nabi Hocanın tecrübelerini Akademi dünyasına aktarmasının zamanı çoktan geçti. Hocam lütfen…..
Emine Hanım bilmeli ki üç- beş sosyal medya paylaşımı ile bu işin devamı mümkün değil. Eşi ve torunları ile daha çok vakit geçirmesi herkesin hayrına.
Harun Karacan’ın tekrar aday olacağı hatta Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmak istediği konuşuluyor. Kendisinin böyle bir düşüncesi olduğu iddiasına inanamıyorum……
Bu nasıl bir özgüven ve ego şişkinliği.
Harun Karacan’ın tekrar aday olma isteği bile tek başına toplumdan ve gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunun açık onayıdır.
Harun Karacan’ın isminin bulunduğu bir milletvekili listesi seçimde hezimete davetiyedir.Harun Karaca’nın 10 yıl içerisinde çok sevilen kişiden, istenilmeyen kişiye dönüşmesi siyaset biliminin konusu olmaya adaydır.
Aliya’nın “Biz İslam için yaşıyorduk ama onlar İslam sayesinde yaşıyorlardı. Bu onların mesleğidir.” Sözünüde AK Parti içerisindeki dar ceketli, Hacivat sakallı AKP’li fırıldaklara ithaf ediyorum.