Lık, Lık, Lık, Lık, Lık
Neşe Alten 22 yaşındadır henüz. Eğitim fakültesinden yeni mezun olmuş ve aynı yıl Diyarbakır’ın Bismil ilçesi, Çavuşlu Köyü İlkokulu’na ataması yapılmıştır. Okul perişandır, köylülerden yardım ister…
Baktı ki yanaşmıyorlar; “masrafları ben maaşımdan karşılayacağım, siz sadece bana duvarcı, boyacı, camcı, marangozcu ustalar bulun” der. 10 gün gece gündüz çalır ve okulu açar. Masraflar 3 maaşına mal olacaktır. Öğretmenliğinin 25. gününde tarih 26 Ekim 1993’ü göstermektedir. Akşam evine gelir, 22 yaşında yalnız Bismil’e gitmesine razı olmayan babasına sofrayı hazırlar. Sofrada sadece yoğurt, ekmek ve sivri biber vardır. Kapı çalar. Babası: “Kim o?” diye sorar. Dışarıdan: “Açın, köydeniz. Neşe Öğretmen’e bir şey soracağız.” der. Kapı açılır ve karşısında silahlı teröristler…. İçlerinden Türkçe konuşan biri, Neşe öğretmenin babasına sertçe bir tokat atar ve: “Baskıcı T.C’nin hiçbir öğretmenini Kürdistan’a sokmayız” der. Babası ayağa kalkar, araya girer: “Beni öldürün. Kızımın bir suçu yok. O daha çok genç” der. Arkadaki teröristlerden biri silahını çeker, Neşe öğretmenin yanında, babasını orada öldürür. PKK’lı teröristler Neşe öğretmeni saçlarından sürükleyerek köyün içinden çıkışına kadar sürükleye sürükleye götürürler. Neşe öğretmenin feryadına yardım çığlığına hiç kimse gelmez. Sol göğsüne 5, sağ göğsüne 5 mermi sıkıp orada şehit ederler. Neşe öğretmen daha 22 yaşındadır… Neşe öğretmenin çığlıkları: “Baskıcı T.C’nin hiçbir öğretmenini Kürdistana sokmayız” diyen PKK’nın siyasi kanadı ile aşk yaşayanlara gelsin!
Neşe öğretmenin ölüm emrini veren ‘APO’nun heykellerini dikeceğiz’ diyen Selahattin Demirtaş için gözyaşı dökenlere gelsin. Yakalarında Atatürk rozeti, gönüllerinde Selahattin Demirtaş, ağızları dolu dolu: “AKP’nin gitmesi için HDP’ye oy verin” diye sırıtarak konuşursunuz. Oradan buradan derken “Sayın Odunpazarı Belediye Başkanı’nın bar-meyhane-pavyon açma isteğini destekliyorum hatta her sokağa açılmasını talep ediyorum!”
Empati yapın siz de lütfen. Belediye başkanlığını yaptığınız ilçenin dertleri ile hem-halsiniz. Her gün sokak sokak gezerken asfaltla, çer ile çöple uğraşıyorsunuz. Hava da sıcak mı sıcak, hararetiniz de yükselmiş. Saha da terk edilmez ki. Halkımız asfalt bekliyor, çöpünün toplanmasını istiyor. Serde halkçılık da var, halk adamı halkı yalnız mı bırakır… Harareti ne alır??????? nasıl olsa her sokakta da açılmış. İçeriye kendimizi atıyoruz…….
Lık lık lık lık lık lık…. Hararetimizi malum mekanlarda bırakıyoruz. Halkımızın sorunları ile hem-hal olmaya devam ediyoruz. Böylece vakit kaybetmiyoruz, her şey halk için!
Haydi hep beraber eller havaya!
Lık lık lık lık lık…