Eskişehir’deki CHP’li Belediye Başkan Adayları DEM Parti’nin desteğini sonuna kadar hak ediyorlar

PKK’nın legal kanadı olan DEM (HDP), katil Abdullah Öcalan için özgürlük yürüyüşü düzenlerken, diğer yandan CHP, İstanbul ve diğer büyükşehirlerde yerel seçimler için pazarlık halinde. Tunceli’de “Dersim”den selam gönderen, Eskişehir’e geldiğinde Dersim vilayetinin ismini Tunceli olarak değiştiren Atatürk’ü ağzından düşürmeyen CHP Genel Başkanı’nın DEM’lenmesi hakkında kimse bilgi sahibi değil.

CHP ile DEM arasında yapılan görüşmelerin içeriği ve süreci hakkında bilgileri, DEM’in Parti sözcülerinden öğreniyoruz. Bizi ilgilendiren pazarlık masasında Eskişehir’in olup olmadığı. Bizim tahminimiz, PKK’nın lideri katil Abdullah Öcalan’a özgürlük isteyen DEM ve bileşenlerinin, Eskişehir’de CHP’nin Belediye Başkan adaylarına destek olmak amacıyla aday çıkartmayacakları yönünde. Tahminimizin dayanağı, DEM’in parti sözcüsünün “Görüşmelerde alacağımız kazanımlar önemli” demeci.

ESKİŞEHİR KAZANIMLARI

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, hemşehricilik ve akrabalık bağları ile birbirlerine eklemlenmiş mikro milliyetçi “ÖZEL” yoldaşlarla Belediyeyi birlikte yönetiyor. Odunpazarı Belediyesi’ni onlara teslim ettiği iddia ediliyor. Özel yoldaşlarının “Halkların Demokratik Kongresi”nin yürüyüşlerinde pankart taşıdığı, “Lice’de direniş var” diye tweet attıkları biliniyor. Adı HDP veya DEM olursa önemli değil, bu partilerin fikrinin Odunpazarı Belediyesini yönettiği iddia ediliyor. Bu iddia doğru mu, karar sizin.

Eskişehir gibi bir kentte iddia edildiği gibi DEM’in (HDP, HADEP, vs.) fikri veya gölgesi Belediyeyi yönetiyorsa, bu büyük bir kazanım olarak görülebilir. O halde Kazım Kurt, DEM’in desteğini sonuna kadar hak ediyor.

Abdullah Öcalan’a özgürlük isteyen HDP’nin, seçimlerde kendilerine oy isteyen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a vefa borcu olduğunu düşünüyorum. Başka bir parti mensubu Belediye Başkanı’nın HDP için oy talep etmesi onlar için mükemmel bir kazanımdır. Ahmet Ataç en az DEM’li Belediye Başkanı kadar desteği hak ediyor.

En son seçimde HDP, Yeşil Sol Parti (YSP) adı altında seçimlere katıldı. Türk Solu ve Kürt Solunun bileşenleri ile ittifak yaptılar. Yeşil Sol Partinin bileşenleri içerisindeki partilerden birinin İl yöneticisi, Büyükşehir Belediyesinin önemli bir şirketinde üst yönetim kadrosunda istihdam ediliyor.

Büyükşehir Belediyesi’nin üst yönetim hiyerarşisinde yer almanız için akraba, eş, dost ehliyetine ve liyakatına sahip olmanız gerekir. Mesela Büyükşehir adayı Ayşe Ünlüce’nin rahmetli eşi meclis üyesiydi, Ayşe Hanım Genel sekreterliğe atanmıştı. Yine Yılmaz Hoca’nın kaynının kızı anormal ehliyet ve liyakat sahibi olduğu için Özel Kalem Müdürü olmasının üstüne kendisine Daire Başkanı makamı da takdim edilmiştir. Onun kocası, beyefendi de Estram’ın Genel Müdürüdür. Maşallah diyelim, nazara gelmesinler.

Böyle bir denklemde akraba, eş, enişte, kayın değilseniz; Büyükşehir’in önemli bir şirketinde üst yönetimine atanmak için arkasında başka sağlam bir güç olması gerekiyor. Yeşil Sol Partinin bileşenlerinin kadroları Eskişehir Büyükşehir üst yönetim kadrolarında yer alıyorsa, bu onlar için büyük bir kazanımdır. Bu düzenin devamı için DEM, asla ve asla Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmamalıdır.

Eskişehir’deki CHP’li Belediye Başkanları, kendilerini topluma referans verirken Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın izinden gittiklerini söylerler. Acaba öyleler mi? CHP’li dostlarımız “Eğer Atatürk yaşasaydı” önermesini çok kullanırlar. O zaman soralım! Eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı ve CHP Genel Başkanı olsaydı, terör örgütünün başındaki katil için yürüyüş düzenleyen DEM ile ittifak görüşmesi yapar mıydı? Eğer Atatürk yaşasaydı, Kazım Kurt’un yanından ayıramadığı yoldaşlarla yoldaşlık yapar mıydı? Eğer Atatürk yaşasaydı, HDP’ye oy isteyen birisini Belediye Başkanı yapar mıydı? Eğer Atatürk yaşasaydı, Büyükşehir Belediyesindeki kadrolaşmaya izin verir miydi? Eylem, sözden üstündür.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, katıksız bir “Türk Milliyetçisi”dir. Hiçbir katıksız “Türk Milliyetçisi”, HDP veya DEM gibi bir partiyle yan yana gelmez. DEM gibi Kürtçü-faşist PKK’nın legal kanadıyla yan yana gelenlerle de yan yana gelmez