Organize Meyhaneler Bölgesi

Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi “organize meyhaneler” bölgesi açılması için uğraş veriyor. Ne de olsa tatlı rekabet. Tepebaşı’nda olur da Odunpazarı’nda olmaz mı?
Tepebaşı’nda “hayat” varmış. Anlaşılan, bundan sonra Odunpazarı’nda da “hayat var” reklamları billboardlarda yerini alacak.
“Etnen rakı tatarın hakkı!”
Malum böyle bir söz var ya!

*****

HERKES KARŞI…

Şimdi kıyamet kopuyor.. Halk karşı. Esnaf da karşı.. Kazım Kurt neden böyle hata yapıyor, diyenler de var. Kazım Kurt kendi ayağına kurşun sıkıyor. Yapılacak olan belli. Kanundan kaynaklanan bir  yetkisi de var: Referandum yapmak.
Belirlenen yerlerdeki vatandaşların sesine kulak verip referandum yaparsın. Çıkan karara herkes saygı duyar. En azından günde üç öğün ‘demokratım’ diyorsunuz ya. Demokrat olup olmadığını kanıtlamış olursun.

*****

CHP’LİLER DE MEMNUN DEĞİL!
Kendi partisinden olanlar şiddetle karşı çıkıyor. Diyorlar ki: birkaç kişiye özel menfaat temin etmek için gündeme getiriliyor. Hiç de sırası, zamanı değil. Bazı belediye meclis üyelerinin çıkarları var..

Bütün eleştiriler Figen Kahya üzerinde yoğunlaşıyor.
Belediye meclisinde kurulan içkili yerleri tespit komisyonu var. Komisyonda Ömer Faruk İnan, Sibel Yeşildal, Hüdai Doğu, Büşra Yeşim Aslantaş, Fatih Mehmet Özlü var…

Yani CHP’li ve AK partili üyelerden oluşmuş. Hazırladıkları rapor var. Ürolog Dr. Ömer Faruk İnan komisyonun başkanı.

Raporu okudum.
İki tarafın lehte ve aleyhte düşüncelerini de öğrenmiş oldum. Ön yargılı değilim ama AK Partili Meclis üyeleri haklı..

BÜYÜKERŞEN SESSİZLİĞİNİ NEDEN KORUYOR?
Büyükerşen sessizliğini koruyor. Ne de olsa, bu gibi yerleri şehrin dışına çıkartarak en hayırlı işi yapan Büyükerşen değil mi?

Büyükerşen’in sesiz kalması düşünülemez. Entelektüel birikimi, böyle bir işe onay vermesi düşünülemez. Kazım Kurt’un siyaset sahnesinde var olması için çaba gösteren bir isim.
Büyükerşen olmasaydı, Kazım Kurt’un “o”  makamlara gelmesi söz konusu olamazdı.
Bunu herkes biliyor.
Demek ki KURT bilmiyor…

*****

KAZIM KURT, ODUNPAZARI’NDA AK PARTİ’NİN YANLIŞ ADAY BELİRLEMESİNDEN KAZANDI

Bunu AK PARTİ’LİLER dâhil, herkes biliyor. Peki, AK Parti’de neden aday tespitlerinde her seçim öncesi yanlışlar yapılıyor. Çünkü AK Parti içindeki “klikler” güç odakları güç kazanmak istiyorlar. Çünkü AK Parti’de stratejileri belirleyecek nitelikte kurmay akıl yok.
Çünkü AK Parti’de “ağabey” yok..

****

Bunların başında Nabi Avcı geliyor. Açıktan adaylarının Volkan Doğan olduğunu açıklamıştı. Emine Nur Günay da destek vermişti. Ülker Can ise, Volkan Doğan’ın adaylığına karşı çıkmış bu durumu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da söylemişti.

Burhan Sakallı’nın da Volkan’ın adaylığına karşı olduğu biliniyor. Aslında Volkan Doğan’ın polemiklere girmesi, çıktığı TV kanalında gazetecilerle polemik yapmasa, çıkarttığı paraları masaya koymasa, Melih Gökçek benzeri propaganda yöntemi belirlemese seçimleri kazanma şansı çok yüksekti.

Zira, 7000 oyluk fark kapanamayacak bir fark değil.. Demek ki danışmanları yanlış yönlendirmiş!

Şimdilik “kurutulmuş meyve” pazarlama ile uğraşıyormuş. Arkadaşları da: “Haydi Volkan, gençsin, yakışıklısın; il başkanlığına aday ol” diye ara gazı veriyorlarmış.
Kulis dedikoduları böyle…

AK PARTİ’NİN DIŞINDAKİ KULİSLER VE BEKLENTİLER

AK Parti’de politika, partinin binalarında yapılmıyor. Parti binasının dışında, sürekli gidilen kulisleri olan karargahlar var..

Dedik ya; AK Parti’de “klikler” oldukça çoğalmış. Sadece Fikret Dönmez biraz mahzun.. Kendisine bir türlü rotayı belirleyememiş.
‘Tekkeyi bekleyen çorbayı içer’ anlayışı ile şimdilik sadece turlama faaliyetlerini sürdürüyor. Bilinen politika yapma merkezleri. Kendisini çok uzun gereksiz anlatımıyla gündemde tutmaya çalışan sosyal medya etkili kullanan bazen de sınırları zorlayan bir fenomen olan İbrahim Sarıkaya,              istifa ettiğine bin pişman olan birisi..

AK Parti’den istifa etmesinin nedenlerini de çok uzun bir gerekçe ile anlatmış…

Ama AK Parti’li dostları ile de bağını, bağlantılarını koparmamış. Onların çağrılarına cevap veriyor, toplantılarına iştirak ediyor.

AK Parti’de “cadı kazanı” kaynatılıyor.
Bunun tek çaresi var: Genel merkezin buradaki teşkilatı üyeleri ile birlikte lağvetmesi.. Fitne-fücur merkezlerini yok etmesi.
Hiç gerek yok teşkilatlara…

Nasıl olsa, Sayın Cumhurbaşkanın adı, 3 milletvekili çıkartmaya yeter de artar bile.

Gerisi hikaye..