Bu Yazıyı hiç bir siyasi mülahaza nın gölgesine sığınmadan,ES-ES aşkının bir gereği olarak kaleme alıyorum.
Malum hepimiz kahroluyoruz, kan ağlıyoruz, ağzımızı bıçak açmıyor, inanın hıçkırıklar boğazımda düğümleniyor
Kendim adına konuşuyorum babam ölse ancak bu kadar yıkılırım….
Bu yazıyı da lütfen bu minvalde değerlendirin.Tüm şehrin ortak paydası, renklerine bu kadar bağlı bir kentin takımı biçare vaziyette bir alt lige yani 2.lige hatta 3.lige düşmüştü. Şimdi de başkan bulunamıyor. Haftalardır ne başkan adayı çıkıyor ne de yönetim kurulu listesine girmek isteyen… Bir tek Mehmet Şimşek canhıraş bir şekilde gayret gösteriyor, onu da yalnız kalmış hissediyorum. Yine de gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben kendimi bildim bileli ES-ES sevdalısı olan Mesut abimizin oğlu Mehmet Şimşek’in gayreti takdire şayandır. Bu kabul edilebilir sindirilebilir bir durum değildir Eskişehirspor’umuz kentte yaşayan herkesin ortak değeridir.
Ve bu değer uğruna en büyük vazife şehrin emini, şehrin belediye başkanına düşmektedir. Geçmişte olduğu gibi bugün de Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı vazife başına geçmelidir.
Neden mi; işte size iki tane tarihi vesika:
Yıl 1985. Kulüp başkanı Yılmaz Sezer ve yönetimi istifa eder olağanüstü kongrede kimse aday olmaz. Takım sahipsiz kalmasın diye dönemin belediye başkanı Sezai Aksoy, formayı giyer ve sahaya girerek Eskişehirspor Kulüp Başkanı olur ve Şanlı ES-ES yeni destanlar yazmaya devam eder.
Ve yine, Yıl 1995 ikinci lige ardından 3.lig e düşen Eskişehirspor’un mali zorluk yaşaması üzerine şehrin ilk büyükşehir belediye başkanı Aydın Arat ES- ES’e kulüp başkanı olur. Cemalettin Sarar dahil şehrin o gün revaçtaki iş insanlarını bir araya getirerek düştüğü yerden yeniden kaldırırır. Kısa sürede şehirde ES-ES meşalesini yeniden alevlendirerek Playy-off’tanda olsa Süper lige yeniden çıkılmasını sağlamıştır. Konya’daki o büyük mücadele aradan geçen 25 yıla rağmen hala unutulmamıştır.
Hatta durun şimdi aklıma geldi
2006-2007 sezonunda da benzer durum olmuş, zamanın Maliye Bakanı ve Eskişehir Milletvekili rahmetli Kemal Unakıtan elini taşın altına koymuş, yine dönemin ‘Vali baba’ lakaplı Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı, Tepebaşı Belediye Başkanı Tacettin Sarıoğlu ve Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın da muazzam desteği ile önce Ankara’da Pendik destanı ardından ertesi yıl İstanbul’da play-off’ta Bolu ve Diyarbakır galibiyetleriyle yeniden süper lige çıkılmıştı.
Ve şimdi takım 3.lige düşmüş, sıfırı tüketmiştir. Şehirde moraller alt üst olmuş, şehrin vicdanı yıkıntıya uğramıştır.
Burada görev yaşına başına bakmaksızın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof Dr Yılmaz Büyükerşen’indir. Tarih tekerrür etmiştir, şehir adına bu görevden kaçılamaz.
Şimdi bu yazıyı okurken bıyık altından gülen gerçek ES-ES sevdalılarını tahmin edebiliyorum.
‘Ya Süha hoca; 22 yıldır nasıl sahip çıktı ki şimdi çıksın?! Yılmaz hoca, zaten hiçbir zaman kendine böyle bir misyon yüklememişti ki!’ denebilir
Ama şimdiki durum çoook ama çok farklı
Yılmaz hocamız Eskişehirspor a karşı belki de son vazifesini yerine getirmelidir aslında buna ilk demek de mümkündür ama fazla siyasete girme niyetinde değilim.
Yoksa geçmişe dönecek olursak ES-ES’e nasıl mesafe koyduğunu anlatacak birçok argüman mevcut elimizde…
‘Belediye başkanının görevi değildir’ tezine savına sığınmadan Gaziantep, Erzurum, Hatay, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin kentin takımına nasıl fon oluşturduğu incelensin.
Geçmişte Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin kendi isimleriyle takım kurup Süper lige taşıdıkları incelensin. Malum Süper lig’de şampiyon olmuş Başakşehir’in eski adı Büyükşehir Belediyespordu. Kurucusu zamanın İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Evet Yılmaz hoca hep mesafeli durdu. Mevzuat dedi, 5393 sayılı Belediye kanunu dedi ama hiç olmazsa referans alabileceği partilisi Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’na sorsun.
Çok fazla detaya da inmeden teklifim şudur ki: Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı şehrin dinamiklerini bir araya getirerek vali ve diğer siyasi ve bürokrasiyi de bu işe katarak gerçek bir hocalık ve abilik yapmalıdır. ESKİ bütçesinden desteklenen Eskispor’un geçmişte nasıl başarılar elde ettiği spor otoriteleri tarafından çok iyi bilinmektedir.
Buradan şunu da ifade etmeden geçemiyeceğim: Bu camianın Kemal Unakıtan’a bir vefa borcu vardır.
Zaten n’olduysa Rahmetli’den sonra oldu. Türkiye Kupasında final oynamış takım nasıl oldu da küme düştü, belki de buradan başlamak lazım.
Yılmaz hocam vazife senin! Şimdi şehre vefa borcunu ödeme zamanı!
ES-ES e sahip çıkma zamanı!