Orhan Oğuz’un Ardından
Eski Milli Eğitim Bakanı, Eskişehir Anadolu Üniversitesinin ilk temel taşını atan ve Marmara Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Orhan Oğuz yaşamını yitirdi.
Allah Rahmet eylesin.
Eskişehirli olup hocayı tanımayan mı var?
Yok.
Eskişehir sevdalısı olan bir insan. Tanıma fırsatı bulmuş ender insanlardan biriyim.
Hani derler ya, “on parmağında on marifet”. Hoca, son nefesine kadar vatanı için çalışmış, gerçek bir Cumhuriyet aydınıdır.
Yetiştirdiği insanlarda cumhuriyetçidir, Atatürkçüdür, demokrattır. Çevresine ve Millete faydalı insanlar olmuştur.
****
Eskişehir’in çorak topraklarında çevresini sulama kanalı ile çerçevelenmiş adeta bir doğal sur gibi koruma altına almış olan Yeşiltepe mahallesinde “ETİA” ni kurmuştur. bir tane bile gölgelik olsun diye ağaç bile bulamazsın o yıllarda.. Adının Yeşiltepe olduğuna bakmayın siz. Ne yeşili…
Yeşillik Anadolu üniversitesi ve Büyükerşen’in Rektör olması ile başlar.
ESKİŞEHİR ÜNİVERSİTESİNDEN ANADOLU ÜNİVERSİTESİNE UZANAN YOLCULUKTA ORHAN OĞUZ HOCANIN İMZASI VARDIR.
Meslek yaşamına, İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’nda iktisat ve maliye dersleri vererek başladı. 1951-1955 yılları arasında Afganistan’ın Kabil Üniversitesi’nde 4 yıl öğretim üyeliği yapan Oğuz, akademik kariyerini sürdürdüğü İzmir’den, Eskişehir’e gelerek 1958 yılında Anadolu Üniversitesi’nin temelini oluşturan Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi’ni kurdu.
Anadolu Üniversitesi bozkırın ışığı olan bir Eskişehir hikâyesidir. Temelini oluşturan EİTA, Prof.Dr. Orhan Oğuz Başkanlığında 1958 yılında kuruldu. 11 yıl Eskişehir Akademisi başkanlığı yaptı ve Akademi’nin gelişimini bir noktaya kadar sağladı. 1969 yılında Akademi Başkanlığı’ndan politikaya atıldı..
*****
Tepebaşı kapısında ise özel HASTAŞ ( eczacılık ve hastane hizmetleri) ve o arazinin hemen arkasında, EDMMA’ de 1969 yılında kuruldu. Eskişehir yavaş yavaş üniversite kampüsü olma yolunda önemli adımlar atmaya başlıyor.
Orhan oğuz hoca’ ın en yakınındaki isimlerden biride Yılmaz Büyükerşen’dir. İlk işaret fişeği bu mütevazı kadrolarla kurulan akademi olmuştur.
Yılmaz Büyükerşen 1973 yılında profesör oldu, Akademi Başkanı olması 1976’da gerçekleşti. Bu arada bu üç kurumdan ayrı olarak 1978’de “Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Yüksekokullar ve Yabancı Diller Yüksekokulu” kuruldu. 20 Temmuz 1982 tarihli 41 sayılı kanun hükmünde kararname ile bu dört kurum birleştirildi ve yine “Anadolu Üniversitesi” adı altında bir üniversite oluşturuldu. Kurulan yeni bir üniversite değildi, bu dört kurum birleşmişti.
Bu adımları atan Orhan Oğuz ve yakın arkadaşlarından başkası değildi.
O misyon adamıydı.
O vizyon adamıydı..
Misyonun ve vizyon anlayışını yetiştirdiği Yılmaz Büyükerşen ve diğer öğrencilerine de ede aktarmış, Yılmaz Büyükerşen akademi niteliğinde ve yerleşkede bulunan birimleri toparlamış, çıkartılan yasa ile ANADOLU üniversitesi kimliğine kavuşturmuştur. Çağdaş gelişmeyi yaptığı atılımlarla bir dünya üniversitesi olma yolunda
Yılmaz Büyükerşen’in rektörlük döneminde üniversite, gerek yerleşke, gerek eğitim ve donanım gerekse mimari konumlandırmalarla çok gelişmiş bir bilim alt ve üst yapısı ile, Eskişehir’in kent kimliğine damgasını vurmuştur..
Eskişehir’de yetiştirdiği insanlar bu gün onlar başarıları hocanın hoşuna gidiyor.
PROF. DR. ORHAN OĞUZ KİMDİR? Sorusunu internete girdiğinizde birçok bilgiye ulaşabilirsiniz. Ama, ulaşamadığınız bilgilerde var.
Mesela ABD’ye bir bursla ŞİKAGOüniversitesine araştırma görevlisi olarak gitmesi..
Orada ilginç bir eğitim modelle karşılaşıyor.
Burada Hoca kürsüye çıkar. Amfide dersi bir robot gibi anlatır. Amfi en 200 kişiliktir. Düşünün amfilerdeki öğrenci sayısını. Kimisi dinlemeye gelir. Kimisi gelir uyur. Kimisi derslere gelmez.
Sonra hoca yazılı sınav yapar.
İşte bu kadar.
Sorulardan bir kaçının kopyasını hoca verir. Ders devamlılık mecburiyetleri olmadığı için bir çoğu ittire kaktıra sınıfı geçer..
Orhan Oğuz hoca, orada şunu gördüm diye balar konuşmaya ..Bir kere amfilerde bu kadar kalabalık öğrenci yok..
Hoca kürsüye gelir. Bir giriş yaparak konuşur… Sonrasında konu başlığına göre ilgili konu başlıklarına göre referans kitapları önerir ve bu kitapları okumalarını öğrencilere söyler. Sonra dersin yapılacağı tarih ve saat belirlenir..
O gün geldiğinde, makro ekonomide örneğin konu başlığı enflasyon, deflasyon, stagflasyon olsun.
Konu, müzakereye açılır ve hoca sadece moderatörlük yapar..
Konular öğrenciler arsında saatlerce çok farklı yönleri ile tartışılır. Notlar alınır. Hoca ise öğrencilere sadece kanaat notu verir..
Ne yazılı, ne sözlü notu vardır..
Öğrenci soru sormayı, tartışmayı öğrenir. Eğer hocanın önerdiği kitapları ve tezleri karşı tezleri okuduysa hoca bunu yakın takip ettiği için anlar ve kanaat notunu böyle değerlendirir.
Ne yazılı nede sözlü sınav vardır.
Öğrenci tartışmaya aktif olarak katılıyor mu? Düşüncesini söyleyebiliyor mu?
Gelişmişlik burada başlar. Katılımcı demokratik eğitim..
Bizde ise ezberci eğitim hala devam ediyor.
POLİTİKAYA GİRİŞİ..
Hoca, Politikaya girmesine girdi de o zamanlar politika yapmak çok zordu.. Yakın arkadaşları hocayı eleştiriyorlardı. Sen ne anlarsın siyasetten? Zira Orhan Oğuz hocanın ne tanınırlığı vardı ne de bilinirliği? Dağ tepe demeden köy köy dolaştı. Eskiden adaylar “ön seçimlerle” belirleniyordu. Ve AP’ si Eskişehir il teşkilatında yapılan ön seçimlerde Orhan Hoca listeye girerek Milletvekili adayı olarak ön seçimde liste de yerini alıyor. 1969 yılında Eskişehir Milletvekili olarak, TBMM’ye giren Oğuz, Demirel Kabinesi’nde Milli Eğitim Bakanlığına getiriliyor.
Adalet partisi % 57.8 oy oranı ile tarihi bir rekor kılıyor. Eskişehir’de 4 tane Milletvekili çıkartıyor.
İsmet Angı, Seyfi Öztürk, Mehmet Şemsettin Sönmez aynı partiden seçilen arkadaşlarıdır. CHP den ise Bekir Sıtkı Karaca şehir ve Şevket Asbusoğlu’dur..
Orhan Hoca ne olduğunu anlamadan kendisini milli eğitim bakanı olarak buluyor. İdealleri vardır. Bakanlıkta yapacağını düşündüğü işleri gerçekleştirebileceğini varsayarak kabul ediyor.
Milletvekili olarak
Böyle bir ortamda siyaset nasıl olur.
Yemekler döner, oteller döner.
içkiler döner..
Ön seçim yapsanız o da imkânları olanlar fevkalade zor. Ama milletin hepsi seçimde devreye girerse o zaman
“Tek derece dar bölge seçim sistemini” savunuyor. O zaman milletin iradesi meclise yansıyor.
Herkes aday olur. Herkes birbirleriyle yaraşır..
O zaman partinin liderinin etkisi azalır.
Liderlerin arzuları denetlenir ve parti içinde gerçek bir demokrasi kültürü gelişir.
Cumhurbaşkanını millete seçecek. Bakanlar meclis dışından seçilecek. Başbakan meclis içinden olacak parlamentoda bakanlık yarışması olmayacak..
Gerçek demokrasi o zaman olur.
Liderlik nasıl bir fenomense, liderin çevresinde sürekli genel başkan olarak sağlanması sağlayan bir ekip var.
Genel başkanın yanında yer almanız lazım.
Liderlerin çevresinde olanlar dalkavukluk yapanlar siyaseti kirletiyor.
Genel başkanlar geldikleri zaman o koltuklarından ayrılmak istemiyorlar. O zaman dalkavuklar millet iradesine ipotek koyuyorlar.
Diyor ki, asistanken Amerika’ya bir bursla araştırma görevlisi olarak gidiyor. Orada akademik eğitim nasıl olduğunu görüyor.
Gelince mili eğitim bakanı olanca 8.eğitim şurasında ezberci eğitime karşı çıkıyor ve eğitimin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Başaramıyor..
RTÜK ÜYELİĞİNİN NASIL OLDUĞUNU ANLATIYOR.
1996-1997 yıllarında RTÜK Başkanlığı görevinde bulundu.
RTÜK yönetiminde siyasi baskı var mı? Olmaz olur mu? RTÜK siyasallaştırılıyor diyor..
Tansu Çiller koalisyon kurulan hükümette başbakan olmuş, Orhan Oğuz Marmaris’teki yazlığında tatilde. Orhan hocayı arıyor. Hocam seni RTÜK üyesi olarak düşünüyoruz. Hoca benim böyle bir talebim yok diyor fakat zaman çok az. Vaktimiz yok, seni aday gösteriyoruz.
Israralar sonucu özgeçmişini yazarak TBMM’ si tarafından DYP kontenjanından aday gösteriliyor.
Parlamentoda seçim yapılıyor ve beş doğru yol partisinden diğerleri ANAP’tan seçilerek RTÜK üyelik görevine getiriliyorlar..
İŞİ ÜNİVERSİTE KURMAK..
Prof. Dr. Orhan Oğuz’un Bakanlığı 12 Mart 1971 tarihinde tamamlandı. Bundan sonraki hizmetlerini parlamentoda 1977 yılına kadar sürdüren Oğuz, 1978 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Başkanlığı’na seçildi. 1982 yılında İİTİ Akademisi Marmara Üniversitesi’ne, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi de, Anadolu Üniversitesi’ne dönüştü. Marmara Üniversitesi’nin kurulma görevi, kurucu rektör olarak Prof. Dr. Orhan Oğuz’a verildi. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’nden emekli olan oldu. Hizmet adamı, milli ve yerli Cumhuriyetçi bir Devlet adamı..
Şimdi hocayı ebediyete saygıyla yolcu ediyoruz. Allah rahmetiyle muamele etsin.