Site Rengi

DOLAR 34,4759
EURO 36,1819
ALTIN 2.953,88
BIST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 0°C
Paz 2°C
Pts 3°C

Eskişehir’in Ölümlü Yarı Tanrısı – Yılmaz Büyükerşen

20.03.2022
A+
A-
Eskişehir ile Yılmaz Büyükerşen’in kaderi yarım asıra yakındır kesişmiş durumdadır.
Hatta daha ileri gideyim; Eskişehir’in son 45 yılını Yılmaz Hoca’nın kendi doğrusu hariç her şeyi reddeden, başka görüşleri aşağılayan, itibarsızlaştıran kibrinin eseri olarak kabul edebilirsiniz.
1984-89 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Sezai Aksoy’u hep küçümsemiştir ki Sezai Aksoy Eskişehir’in altyapısını başlatan adamdır.
1989-94 yıllarının başkanı Selami Vardar’ın Eskişehir’in sıkışan merkezini perifere açma kaygısı ile yeni imar alanları açtığı Sultandere bölgesini ‘fay hattı geçiyor’ diye yıllarca itibarsızlaştırmıştır.
Kaderin cilvesine bakın ki; Yılmaz Hoca’nın şuan oturduğu ev 1.derece tarım alanından hokus-pokusla konut alanına çevrilen sulu toprağın üstündedir. Evi, fay hattının tam göbeğindedir.
Yılmaz Hocamız kibrinin zirve yaptığı 1994-99 yıllarında başkanlık yapan Aydın Arat’ın raylı sistemler projesi ile de: “Üst geçide yakın evlerin içerisi gözükecek” diyerek dalga geçerdi.

Kendileri de başkan şeçildiği 1999 yılından bugüne 22 senedir Eskişehir’i kibri ve sonsuz egosu ile kafasına göre dizayn işlemine devam etmektedir
.
Zaire’li Achille Mbembeyenin nekro-politikası ‘kimin önemli ve kimin önemsiz; kimin harcanabilir, kimin yaşayabilir olduğunu ve kimin ölmesi gerektiğini belirleme gücü ve yetisine dayandığını’ önermektedir.
Diğer bir tanımla egemenin ölümlüler üzerindeki acımasız denetimi…
Dokunulamaz,
Eleştirilemez,
Sorgulanamaz;
ölümlü yarı-tanrı kabul edilen Yılmaz Hoca kimin politik olarak yaşayacağına, harcanacağına karar veren; Eskişehir’in nekro – politik egemenidir.
Yılmaz Hoca olmasaydı Engin Ataç rektör,
Ahmet Ataç ve Haşim Ateş belediye başkanı, Cemal Okan Yüksel, Nur Süllü milletvekili olamazdı.
Yılmaz Hoca o kadar kudretlidir ki; siyaseten zombi olarak yaşayan, hiçbir başarısı olmayan, Kazım Kurt’a bile politik olarak can vererek milletvekili ve belediye başkanı yapmıştır.
Ufak-tefek bürokratları, meclis üyelerini, üniversitede hoca yaptıklarını, makam verdiklerini saymıyorum bile…
Yılmaz Hoca kiminin isminin altını kiminin üstünü çizmiştir.
Yılmaz Hoca URAYSİM tartışmaları ile tekrar Eskişehir gündeminde…
Hoca, 45 yıldır Eskişehir’de yaptığını yapıyor.
Egosunun ve kibrinin onayından geçmediği için URAYSİM projesini itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapmakla meşgul…
AK Parti’nin 50 yaşındaki il başkanını küçümsemek için genç diyor, projeyi çarpıtıyor, egzajere yapıyor, sanayi odası başkanına laf sokuyor vs vs vs…
Kısaca 45 senedir bildiği en iyi işi yapıyor. Ben de kesinlikle Yılmaz Hoca’nın haklı olduğunu düşünüyorum.
URAYSİM için Eskişehir’in yaşayan, ölümlü yarı-tanrısından izin aldınız mı?
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celelettin Kesikbaş da kim oluyor?
İş, ticaret backgroundu nedir?
Yılmaz Hoca’ya niye hiç danışmıyor? Hocamızdan daha iyi mi biliyor sanayiyi, istihdamı, teknolojik gelişimi?
Bu tartışmalar devam ederken birileri de her zamanki gibi kaçak vuruşuyor.
Eskişehir’in menfaati ile ilgili bir olayda bütün tartışmaları il başkanlarının üzerine yıkmışlar, kenardan seyrediyorlar.
Yılmaz Hoca URAYSİM’i itibarsızlaştırmak için saldırması karşısında başta Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası olmak üzere birçok STK sessizliğe bürünmüş durumda…
Yılmaz Hoca’nın URAYSİM için:
“Üniversitenin parasının harcanmasına karşıyım” demecine çok gülüyorum. Acaba üniversitenin paraları şimdiye kadar nerelere harcandı? Anadolu Üniversitesi’nin otelleri şimdi nerede? Hocamın her sene tatil yaptığı Marmaris’te bulunan villa nasıl alındı? Şu an villanın sahibi kim? Çağdaş okulları kimin parası ile kuruldu? Bu soruların benim gibi küçük adamlara kalmaması gerekir.
 
Anadolu Üniversitesi’ne ait olmasına rağmen Yılmaz Hoca’nın ve ailesinin kontrolünde olan vakıf ve şirketler hakkında ellerinde bilgi, belge bulunan AK Parti’nin sorumlularının kaçak döğüşmeyi ve karınlarından konuşmayı bırakarak açık ve mertçe ellerindeki bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşmalarını tavsiye ediyorum…
Her şeyi benden beklemeyin. Çok amiyane bir tabir var fakat köşe müsait değil.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.