GAZETECİ DOĞULMAZ GAZETECİ OLUNUR

Marksist Sol, anti-kapitalist ve emperyalist düzen ve ülke karşıtıdır. Bizde de 1980’lerin ortasına kadar sol aydın ve entelektüeller aynı ideolojiyi takip ettiler. Bugün ABD ve batının uydusu kürtçü faşist pkknın sol aydınlar ile sol politik zemini baskılaması sonrası “Türk Solu” emperyalist ve kapitalist ABD ile Avrupanın kontrolü altına girdiler. Fonladıkları medyada, sinemada, sanatta, sivil toplum örgütlerinde ve politik zeminde ABD, Avrupa kürtçülük ve pkk dokunulmazdır.
Kendini “Sol” da konumlandıran CHP’nin Genel Başkanı New York’ta Mc Donals’da hamburger yiyor, Londrada tefecilerle kahvaltı yapıyor.Sol basın ondan daha pespaye. Mesela muhalif kesimin ölüp bittiği, geçmişte pkk’nın yayın organı özgür gündemin Genel Yayın yönetmenliğini yapan CHP’nin fonladığı Merdan Yanardağına bakın bir de pkknın öldürdüğü solcu aydın Uğur Mumcu’nun duruşuna bakın ve kıyaslayın.

Mumcu Marksizm ve Kemalizmi bir arada harmanlayan Yakup Kadri ve Kemal Tahir’in “Kadro” hareketinin son temsilcilerindendir.Anti kapitalist ve emperyalisttir. CHP tarafından fonlanan Merdan Yanardağ kimdir??????? Merdan Yanardağı konuşmacı olarak Eskişehire getiren, Uğur Mumcu ismini parklara veren Kazım Kurt’a tavsiye ediyorum.Eğer Uğur Mumcu’yu okur ise Mercedese ve Audiye binerek, sol kolunu havaya kaldırarak solcu olunamayacağını.Odunpazarı Belediyesi’ni kolektif ve eş düzeyde beraber yönettiği yoldaşlarının atlet,don,çorapdan oluşan mal varlığından bugün nasıl köşk, villa, çiftlik sahibi olduklarının hesabını sormadan sosyalist olunamayacağını.Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerlerine Lice’de kurşun sıkılırken “Lice’de direniş var” diyenlerle Belediyeyi yönetenin Mustafa Kemal Atatürk’ü ağzına dahi almaya hakkının olamayacağını öğrenebilir.Bizim sol ve Sosyalistler batıya öykünürken,batıda ki sol ve sosyalistler daha dürüsttür. Onlar inandıkları gibi yaşarlar. 10 bin liralık gömlek giyerek halkçılık ayağına yatmazlar.Örneğin Portekizli yazar José Saramago bütün hayatı boyunca inandığı Marksist düşünceden hiç sapmamıştır. Ülkesinin Avrupa Topluluğuna girmesine karşı çıkmış,Filistin Kamplarını Nazi Kamplarına benzettiği için ABD ve İsrail tarafından izole edilmiştir. Kendisine Nobel Edebiyat Ödülü kazandıran “Körlük” romanında ki kent ile Eskişehir arasında benzerlikler olduğuna inanırım.Romanda kahramanlardan bir tanesi kırmızı işıkta beklerken aniden kör olur. Yaşadığı körlük karanlık değil, aydınlık ve beyazdır. Ancak o aydınlık yüzünden hiç bir şeyi göremez. Evine oradan hastaneye götürülür.Bu duruma çare arayan Doktor’da kör olur.Çünkü bu körlük bulaşıcıdır.Hastalık kent’e yayılır.Düzen bozulur.Hasta olanlar karantinaya alınır.Romanı çarpıcı, yıkıcı ve sorgulayıcıdır.

Saramago’nun kahramanları romanın sonunda konuşur “Biz zaten kördük,kör olmadık. Kahramanlar “Gördüğü halde görmeyen” kişilerdir.

Kazım Kurt’un “Kapalı zarflarda paralar veriliyor” demesinin ardından kentte yaşayanları “Gördüğü halde görmeyen”insanlar haline getiren Bravda ve Ö.F.D’nin basınında yazı yazanlar hakkında ağır itham ve iddiaları ortaya atan bir sosyal medya hesabı gündeme oturmuştu.

Bu hesaptan yapılan ithamlar yazan ve yazılanı ilgilendiriyor. Bence bu paylaşımların nedeni bir iç savaş ve hesaplaşma.Onlar Bravda ve Ö.F.D’nin basınına parmak sallıyorlar.Ya Ataç ve Yılmaz Hocanın yanındasınız ya da benim parmağı.Tipik mikro milliyetçi refleksi.Başkalarına iftira atılırken, iffetleri ile oynanırken oturup rakı içenler, balık yiyenler, susanlar aralarında halletsinler. Zerre kadar umurumda değil. Eğer bu parmağı ve yazılanları yutuyorlarsa afiyet olsun. Bazılarının daha önce yutmuşluğunuda hatırlatayım.

Yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.Ben düz ve basit bir adamım. Bana göre bir insan kötü ise kötü,iyi ise iyidir.Saygı duyduğum kimseye bel altından ve üstünden çakma gibi huylarım yoktur. Özellikle bu hesaptan isim verilerek haklarında iddia ve itham edilen kişiler ile Hakkı Kutlu’yu yan yana getirmem mümkün değildir.

Yine aynı düşüncedeyim. Bravda ve Ö.F.D’ye parmak sallarken kendilerine Eskişehiri dar eden Hakkı Kutlu’yu kendi iç hesaplaşmalarının içine alarak ona karşı duydukları hıncı ve kini kusmuşlardır.
Hakkı Kutlu ile selamlaşmayı bırakın aynı ortamda bile bulunmadık.Fakat Eskişehir küçük yer herkes kimin ne olduğunu iyi bilir.Hakkı Kutlu kimseden zarf almaz,rakı masası süsü olmaz. Hakkı Kutlu Eskişehirde sayısı 2.5 olan gazeteciden biridir.
Üstüne üstlük Hakkı Kutlu bu hesap ile ilintili oldukları iddia edilen kişilerin ipliğini pazara çıkaran kişidir.Bu ilintili olduğu iddia edilen kişilere dokunan herkesin saldırıya uğradığı yerde Hakkı Kutlu Eskişehir’de AK Parti’nin beceremediği muhalefeti tek başına gazeteci olarak yapmıştır.Hakkı Kutlu cesur bir gazetecidir. Onun cesareti olmamış olsaydı Odunpazarı Bölgesinde ki insanlarda “Gören kör olurlardı”
Kazım Kurt ve zenginleşmiş mikro mikro milliyetçi yoldaşları mutlu mesut sokakta kadın döver, yer içer gezerlerdi.

Bravda mensuplarını ve Ö.F.D’yi bilmem ve beni ilgilendirmez Hakkı Kutlu’nun üstüne atılan iddia ve itham değildir. Hakkı Kutlu’ya atılan iftiradır. O da başkaları gibi bu iftiraları yiyip oturacak gazeteci ve adam değildir.Bu iftiraları onlara teker teker yedirecektir.
Bu oyunda esas oyuncu iddia ve itham edilenler ile Hakkı Kutlu gibi iftiraya uğrayanlar değil.Haklarında yazılmayanlar…..