BAHARI TEK ÇİÇEKLE BAŞLATAN ERBAKAN ve DEVLET BAHÇELİ’YE GALİZ KÜFÜR EDEN SAĞLIKCI

Bugün Muhterem Erbakan hocamızın Hakka yürümesinin yıl dönümü…Rahmetle anıyoruz. Beyefendiliği ile tanınan, ahlaklı ve erdemli bir siyasi anlayışı benimseyen Erbakan Hocamız 28 Şubat öncesinde halkın teveccühünü almış DYP ile birlikte  REFAHYOL Hükümetini kurmuştu.

Bu muhafazakar sağ hükümet, ülkede sanayi öncelikli Kalkınma planı yapmış uygulamaya koymuştu. Rekabetçi kur politikası ile sanayi üretimini arttırıp işsizliği azaltarak uzun vadeli bir zaman diliminde bu yol ile özlenen refah seviyesi yakalanabilirdi. Çünkü Avrupa’larının sanayi gelişimi de bu acı reçetelerle gerçekleşmişti. Hatta Belki de 28 Şubat darbesi olmasa yoksulluk sebebi ile başımıza gelen bu hadiseler de daha az hasarla atlatılırdı.

Peki Erbakan hoca neden istifa etmek zorunda kaldı? Cevabı çok basit. Ülkedeki azgın azınlığa karşı dik duramayan muhafazakar çoğunluk yüzünden.. Hocanın yola çıktığı birkaç cesur insandan başka direnen olmamıştı. Peki bu bedeli sadece Erbakan mı ödedi? Tabiiki hayır. Bu azgın azınlık başörtümüze, namaz kılmamıza ve diğer ibadetlerime yıllarca müdahale etti. Tabiri caizse sessiz kaldığımız için yıllarca sürüm sürüm süründürdüler. Fakirlikten kırıldık. Tek şerit yollarda, hastane koridorlarında, deniz kumundan yapılmış beton blokların altında hep birlikte eziyet çekerek öldük.

Elbette Tarih tekerrürden ibaret. Aynı şeyler yeniden yaşanıyor. Bir grup azgın azınlık bütün gündemi işgal ediyor. Sayıyor sövüyor hakaret ediyor üstümüze çıkıp tepiniyor. 2019 Yerel seçimlerinden beridir sesleri o kadar yükseldi ki artık ben AK Partiliyim ya da Erdoğan’a destek veriyorum ifadeleri linç sebebi oluyor.

Sayın Erdoğan’ın, Erbakan Hocanın yarım bıraktığı işleri tamamlama azmini izliyoruz. Bu ülke için bu azim bir kalkınma hamlesidir. Lakin bu bir ekip işidir. Ülkeyi yeniden inşa etmek için cesur yürekli muhafazakar insanlara ihtiyaç var.

Dün Şehir Hastanesinde görevli bir kamu görevlisinin Devlet Bahçeliye alenen hakaret etmesine ibretle şahit olduk. Abdülhamit Han’ın “Getirdiğim suyu kana kana içip, boğazları kuruyana kadar bana küfür edecekler.” sözü aklıma geldi. Bu genç arkadaşımız aşırı sol grupların gayrı resmî üyesi olmuş ordan gelen gazla da mayın eşekliğine soyunmuş belli ki..

Kendisi Erdoğan’dan nefret ediyor olmasına rağmen hiçbir torpilli işleme maruz kalmadan atanmış, 1 milyar Euro’ya mal olmuş devasa bir Kamu hastanesinde yazın serin kışın sıcak ortamda 20 bin lira gelir ile istihdam edilmiş. Hadi hepsini geçtim 20 yıllık AK parti iktidarında bu arkadaşlar bu cesareti nereden buluyor diye soruyoruz değil mi? O cevapta çok basit. ‘Senden olmayana senin olanı emanet edersen hergün böyle küfür yersin.’

Yani geldiğimiz noktada AK Parti ve teşkilatlarının, bürokrasinin Erdoğan’ı bu yolda yalnız bıraktığı yalnızca bir söylenti değil ispatlanmış bir tezdir.

Tabii Erdoğan’ın yanında cesur yürekler yok mu? Tabiiki var. Örneğin Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarının tribünde yaptığı ahlaksızlığa Anadolu Kulüpleri bir bir basın açıklaması ile karşı çıktı. Bizans artıklarına karşı Anadolu’dan bir ses yükselmiş oldu.

Tabii bizde burda AK Partilerin on milyonlarca lira para verip kapatılmaktan kurtardığı, Büyükerşen’in 11 kıllı bacak dediği Eskişehirspor’umuzun Başkanı Sayın Erkan Koca’ nın Devletinden ve Milletinden yana duruşu takdir i şayandır