Millet Bahçesi Büyükerşen’e Verilmelidir!
Efendim son günlerde şehrin gündemini meşgul eden “Millet Bahçesi Projesi” ile ilgili çok şey yazılıp çiziliyor. İktidarından muhalefetine STK’sından belediyelerine kadar herkes, hemen hemen herkes konuştu. En son Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sevgili Hocamız Büyükerşen kendine yakın bir yayın grubunda katıldığı bir programda görüşlerini anlattı:
“Bana göre Millet Bahçesi Porsuk Çayı kıyılarına yapılmalıydı. O zaman ne olacaktı? Eskişehir Sayın Cumhurbaşkanı’nın da istekleriyle şehir bir kent meydanına sahip olacaktı. Halkın yararına olabilecek bu eserin şehrin başka yerinde yapılması taraftarıydım. Böyle bir bahçe, Porsuk gibi akar çayın kenarlarında, mümkünse iki sahilinde kurulup bir köprüyle bağlansaydı; çok büyük bir doğa imkanına sahip olacaktı. Akar çayın mikrokilima özelliği oradaki bitkilere de katkı sağlayacaktı. Bu Millet Bahçesi’ni yapmakla bitmiyor. Bunun bakımı, temizliği, geliştirilmesi var. Bunlar eğer birtakım vakıflara ve avantaj sağlanacak yerlere verilmeyecekse belediyelere verilmesi lazım. Bu projede sorumluluk taşımak istiyoruz ve Eskişehir’in en uygun yerine Millet Bahçesi’nin yapılmasını istiyoruz. Suç mudur bu? Eskişehirlilerin isteği de bu doğrultudadır.”
Evvela şunu sormak isterim:
Efendim; bu öneri ya da yol gösterme ya da tavsiye niteliğindeki icraatlarınızı 20 yıldır neden yapmadınız, sizi tutan neydi?! Eskişehirlileri bu akar çayın mikrokilima özelliğiyle neden buluşturmadınız? Bir de Sayın Büyükerşen; ihalenin usulüne dikkat çekiyor ki şunu öğrenmek isterim. Kendisi ‘Kent Evi Projesi’ni açık ihale ile mi vermiştir? 2008 yılından bu yana bırakın bitirilmesini, gittikçe betonlaşmasına şahit oluyoruz. Millet Bahçesi’nin 50 milyon degil 10-15 milyona bitirilebileceğini söylüyor ama kendisi sadece Kent Evi İnşaâtına 2008’den bu yana 30 milyonun üzerinde harcama yaptı. Üstelik ne zaman bitirileceğini de açıklayamıyor! Belediye şirketlerine verdiği ihalelerin hangisini açık usul ile yapmıştır? Kendisi ne kadar şeffaf bir yönetim sergilemektedir? Bu bir ezikliktir. Şehrin ortasına yapılacak dev projenin hükûmet tarafından yapılacak olmasının ezikliği…
Sevgili Büyükşehir Belediye Başkanımız aslında bu tür manipülasyonları hep yapmıştır. Eskişehir’in 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğunda, ilk toplantıda “Getirin, verin siz bana bütçeyi… Bu işi olduğu gibi bana bırakın” demişti. Şimdi de buradaki aslında kastı şudur: Geçtigimiz günlerde açıkladıgı “PORSUK 1– ve PORSUK -2” projelelerini “Millet Bahçesi”nin bütçesinden yaptırmak zaten bu açıkladığı Porsuk 1-2 Projesini hayata geçirecek ne mecali var ne bütçesi var ne de niyeti var… ‘Engellendim’ edebiyatına sığınmak yegâne hedefi maalesef… Manipülasyon, algı ve ‘Eskişehir benden sorulur’ kibri devrede… Önce stadın yerine iş merkezi yapılacak dediler tutmadı. Millet Bahçesi olarak ‘Eskişehir’in oksijen alanı’ olacak dendi bu sefer tutturdular. Yapılaşma çok fazla olacak diye işkembeden salladılar. Gözümüzün önünde Hamamyolu’na baştan sona beton döküp üstüne Çin işi plastik döşeyen Odunpazarı Belediye Başkanı, 56.448 metrekare alanda sadece % 1.58 yapılaşma olacak park alanına itiraz etti. ‘Allah’ diyorum başka bir şey demiyorum. Yılmaz Hoca aylar sonra tekrar forma girdi, düğmeye tekrar bastı. Eskişehir’de çalışan algı ve manipülasyon ordusu ile merkezi hükûmetin yaptığı her işi âmiyâne tabirle mundar ettiği için sıra Millet Bahçesi’nde… Eskişehir’de kendisinden başka hiç kimsenin söz hakkı yoktur. Kendilerinin söylediği ve yaptığı hiç bir şey eleştirilemez ve tartışılamaz. Yılmaz Hoca’nın aklına 20 yıl sonra Porsuk kenarına Millet Bahçesi yapmak geldi. Elinde algı balyozu vuruyor. Birilerine vermişler, bırakın orayı Porsuk kenarına ben yapayım vs vs vs, bu işin daha bakın işi var falan filan… Elinizi vicdanınıza koyun! Sümer Mahallesi’nde Dede Korkut Parkı için Yılmaz Hoca’nın ve takımının yapılmadan önce söylediklerini bir hatırlayın: “Birilerine peşkeş çekecekler, rant sağlayacaklar vs vs vs” Vaktiniz olursa uğrayın bir bakın… Dede Korkut Parkı’nda yeşil alan içerisindeki yapılaşma toplam park alanının %1’ine bile tekabül etmez. %1 yapılaşma olsaydı gider ölçerler ortalığı yıkarlardı. Gözünüzü kapatın, Büyükşehir Belediyesinin Kentpark ve Sazova Parklarını düşünün. Büfeler, kafeteryalar, lokantalar buraların nasıl ranta dönüştüğünü düşünün. Uğur Mumcu Parkı’na gidin, Uğur Mumcu adına yapılan park alanındaki kafeteryanın parkın yüzde kaçını işgal ettiğini düşünün. Ruhunuz, mideniz kaldırırsa, Rahmetli Mumcu’nun kurumuş kanına bakarak pide, lahmacun yiyin. Yılmaz Hoca peşine Kazım Kurt’u takarak algı balyozu ile vuruyor da vuruyor. Toplam 56.448 metrekare içerisinde yer altına yapılacak 700 araçlık otopark, yürüyüş yolları, iki Millet bahçesi havuz ve rekreasyon alanı maliyeti 48 Milyon… Espark’ın önüne seçim öncesi dikilen heykelin maliyeti ne kadar mesela? Porsuk Projesi için Yılmaz Hoca’nın kullandığı kredi 125 Milyon Dolar. Porsuk’tan ulaşım sağlanacaktı, Porsuk temizlenecekti, insanlar Porsuk’a girecekti falan filan… Porsuk’a girmeyi bırakın düşseniz ölürsünüz. El insaf sayın Büyükerşen, El insaf…