Duygu insanı şairler için hazan eylül ayında, bizim gibi gençliğini, ruhunu, canını,ömrünü Allahın rızası ile büyük ve kadim Türk milletine, devletine adayan Türk Milliyetçileri için Mart ayında başlar.
Bugün ahlâk anlayışından sakınma pratiğine dönüşen siyaset arenasının aktörleri olan muktedirleri gördükçe 13 yıl önce Rahmet-i Rahman’a kavuşan Muhsin Bey’in kaybına içim daha fazla yanıyor… Diğer yandan Sezai Karakoç’un deyimi ile dünya sürgününü, namusu ve şerefi ile mertçe, Allah’ın rızasından ve inancından sapmadan tamamladığı için Muhsin Bey adına şeref duyuyorum. Bu ülkede siyaset yapan kaç kişi Muhsin Bey’in dünya sürgünü gibi bir hayatı yaşayabilir acaba?
Alanı daraltayım! Sağdan, soldan, ortadan Eskişehir’de siyaset yapan kaç kişi sayabilirsiniz?
Emin olun bir elinizin parmakları bile çok gelir. Size beyin jimnastiği sunayım. Günlerdir Özgür’ün 16 şirketinden hangisine ait olduğunu bilmediğimiz bilboardlarında Odunpazarı Belediyesi’nin yalan ve yanlış bilgiler içeren reklamlarını görüyoruz.
Mercedes’li solcu Kazım Kurt ve yoldaşlarının eş başkanlıkla yönettiği Odunpazarı Belediyesi’nin bu hava-civa reklam ve özel kalem giderlerine, 8 yılda harcadığı para 30 milyon liradan fazla… Ben de soruyorum: Devlete sekiz yıl önce verdikleri mal beyanında ayaklarına giyecek ayakkabı ve çorabı zor bulan yoldaşlar nasıl oluyordu şu an vali konağı gibi süper lüks evlerde oturuyorlar?
Bu soruyu biz sorabiliyorken sormayanlar, araştırmayanlar, sorgulamayanlar utansın! Ya aklımızla dalga geçiyorlar ya da bunlara yol veriyorlar.
Odunpazarı Belediyesi’nin bu saçma sapan reklamlarını tek tek yazmaya dahi değmez. Odunpazarı Belediyesi’nin resmî başkanı Kazım Kurt’un asempatik resmini altında yazan ‘3 yılda 48 yeni açılış’ mottosuna inanamıyorum. Anlıyorum ki; belediyeyi yöneten çakma solcu kolektif ve komünde hiçbir fren mekanizması yok. Sokak ortasında kadın dövmekte ne kadar mahirlerse yalan söylüyorken de o derece mahirler.
48 yeni açılış yalanının yıldızı ‘Engelsiz Park yaptık’ diye sergiledikleri, Yenikent Mahallesi’nde bulunan bildiğimiz Seramik Park….. Mercedes’li solcu başkan ve yoldaşlarının yeni açılış diye reklam yaptıkları Seramik Park, 17 Mart 2014 yılında o zamanın başkanı Burhan Sakallı tarafından hizmete açılıyor. Google’da açık kaynaklardan siz de görebilirsiniz.
Seramik Park projesi Burhan Sakallı zamanında BEBKA’nın desteği ile Odunpazarı Belediyesi ve Anadolu Üniversitesi’nin ortak projesi ile hayata geçirilir. Projenin koordinatörü de Güzel Sanatlar Fakültesi’nin hocalarından Prof. Dr. S. Sibel Sevim Hanımefendi’dir. Park, Türkiye’nin ilk seramik parkı olması dolayısı ile dünya literatürüne girer. Bu parktan dünyada sadece 4 tane var. Kısaca park eşsiz ve benzersizdir.
2014 senesinde belediye başkanlığı koltuğuna oturan büyük solcu olan aynı zamanda sanatsever, şair, tiyatrocu Kazım Kurt’a göre bu parkın hiçbir anlamı yoktur. Çünkü “AKP” döneminde yapılmıştır. Mercedes’li Solcu Başkan, projede büyük emeği olan Sibel Sevim hanımefendiyi kabul etmez. Çünkü Prof. Sibel Sevim ‘AKP’ye hizmet etmiştir!’
Odunpazarı Belediyesi’ni yöneten komünün asla anlayamayacağı hizmetin, sanatın, insanlığın politik yönünün olmayacağıdır. Sibel Hoca da sadece akademisyen ve sanatçıdır. Fakat Odunpazarı Belediyesi’ni yöneten kafaya göre komünden ve memleketlerinden değilsen hiç olduğundan dolayı Seramik Park için harcanan emeğin, alın terinin, harcanan paranın, sanatın sanatçının hiçbir önemi yoktur. Bu eşsiz park, ihalesiz yani kanunsuz olarak birilerine düğün salonu olarak kiralanır. İnanmayan Google’a bakabilir.
Seramik Park yazarsanız karşınıza ilk olarak “Seramik Park Düğün Salonu” çıkacaktır. Düğün dernek işleri için kanunsuz olarak birilerine peşkeş çekilen Seramik Park’ın laneti tutar ve iş ellerinde patlar. Sonra ne olur, ne yaparlar bilmiyorum. 10 yıllık hikayesini anlattığım eşsiz ve benzersiz Seramik Parkı iç etmek için uğraşan beceriksiz ve başarısız Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yeni eseri gibi bilboardlara ilanlar veriyor. “Engelsiz Kültür ve Sanat Parkı”
Odunpazarı Belediyesi’ni yöneten çakma solcu kollektif kim; sanat, kültür, nezaket, entelijansiya kim… Her yerlerinden avamlık akıyor!
Rahmetlik babam: “Allah hiç kimsenin utanma duygusunu almasın” diye dua ederdi. Ne büyük ve onurlu bir dua olduğunu şimdi anlıyorum. Maalesef Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e en büyük kazığı Kazım Kurt’tur.
Heidegger: “Vasatlık mecburidir, onu düzeltmeye çalışmamak gerekir. Çünkü zaten yeterince cezalandırılmıştır. En sert olarak da kendi zavallılığını bilemeyecek olmasıyla cezalandırılmıştır.” der. Biz hangi günahımızın cezasını çekiyoruz bilmiyorum!
Kazım Kurt’un ‘benim eserim’ diyerek üstüne çöktüğü kalıcı eserlerin hepsinde 10 yıl boyunca Odunpazarı Belediye Başkanlığı’nı yapan Burhan Sakallı’nın imzasını görürsünüz. Burhan Bey’in nazik ve beyefendi bir kişiliği vardır. Muhtemelen Burhan Sakallı, Kazım Kurt’u kendisine muhatap almıyor.
Maalesef siyaset, sosyal hayatta aynı yerde nefes almaktan imtina edeceğiniz insanlarla bir arada olmayı, kimi zaman da dönüp yüzüne bakmayacağınız insanlara cevap vermeyi gerektiriyor.
Bütün bu tiyatrolar oynanırken AK Parti ne yapıyor?
Kazım Kurt ve yoldaşlarına sessiz kalarak bir nevi alan açıyor.
Ahmet, Mehmet’i ziyaret ediyor. Sonra Mehmet de Ahmet’i ziyaret ediyor. Sosyal medyada üç-beş boş anlamsız, karşılığı ve etkileşimi olmayan paylaşım…
Siyaset bilimi disiplini ile gayretli ve çalışkan arkadaşlarıma hak veriyorum. Tayyip Erdoğan yapayalnız bir adam. Bir Allah var bir de kendisi. Bir de Türk devletinin zor zamanlarında yanında duran Devlet Bey. Gerisi hikaye…
Eskişehir’deki AK Parti’nin muktedirlerine dostça ve acizane tavsiye…
Demokrasilerde bürokrasiyi, halk adına halktan yetki alan siyaset kurumu yönetir. Bürokrasi içerisindeki şımarıklara ve iktidar adına racon kesenlere sahip olun.
Reis Bey hatırına ve Türk Devletine sadakat bağlılığı adına yutkunan insanların sabrı ile oynanmasına müsaade etmeyin… Kimi AK Parti muktedirlerinin yok saydığı arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin sesi olmak için gönüllü olmaya hazırız.