ÜMİT ÖZDAĞ’MI TÜRK MİLLİYETÇİSİ
Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde, İmparatorluğun çöküşünü engellemek amaçlayan İttihad-ı İslam,İttihad-ı Anasır ve Türkçülük akımları öne çıkar. Birinci Dünya Savaşı’nın arkasından İmparatorluk çöker.Gazi Mustafa Kemal Paşa İmparatorluk bakiyesinden kalan topraklarda son Türk Devletini Türk Milliyetçiliği üzerinden inşaa eder.
Gazi Paşa’nın vefatı sonrası devletin başına geçen İnönü döneminde Türk Milliyetçiliği baskılanmaya başlanır.Alpaslan Türkeş Bey’in ve Nihal Atsız’ın aralarında bulunduğu Milliyetçilerin aleyhlerine açılan Turancılık ve Türkçülük davaları ile Türk Milliyetçiliği krimanilize edilir.
1960 darbesi sonrası CKMPartisi üzerinden partileşen “Türk Milliyetçiliği ” iki yörünge üzerinden gelişir.Buna göre Numan Esin ve Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ’ın kaleme aldığı parti programına göre partinin ideolojik yönü;Kültürel bütünlüğe dayalı seküler Milliyetçiliktir.
1969 yılında yapılan kongre CKMP-MHP’nin ideolojik ve stratejik yönelimi açısından belirleyici olur. Kongre ciddi tartışmalar ve ayrışmalar yaşanır.Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ ve Rıfat Baykal ile Atsız çizgisine yakın Türkçüler parti isminin değişmesine karşı çıkarak CMKP”nin amblemin de bozkurt olması talep ederler.Partinin ismi Milliyetçi Hareket Partisi olarak değişirken,partinin ambleminin belirlenmesi kongre sonrası parti yönetim kuruluna devredilir.Parti amblemi Türkeş Beyin insiyatifi ile üç hilal olarak belirlenir.
Kongre sonrası Türkeş Bey eski arkadaşları ile yolları ayırıp partiyi genç kuşağa teslim etmeye onay verir.Partinin gençlik örgütlenmesinin başına Sadi Somuncuoğlu getirilir. Eğitim çalışmalarında etnik milliyetçilik anlayışının yerine kültür milliyetçiliği öne çıkar.Türkeş Beyin dediği gibi “Türklük beden ise İslam da ruhumuzdur”
Galip Hoca,Prof.Dr.Erol Güngör ve Ahmet Arvasi Türk Milliyetçiliğinin bedenine İslam ruhunu nakşeder.
Bugün İslamsız Milliyetçiliği “Seküler Milliyetçilik” olarak yutturmaya çalışan Ümit Özdağ,Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk-İslam sentezi üzerinden ideolojik ve stratejik eksene oturma sürecinde Milliyetçi Hareketten kopan babasının mirasıdan yola çıkarak siyaset sahnesinde rol almaya çalışıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ben “Dersimli Kemal” den “Bozkurt Kemal’e”dönüştüren Türk Milliyetçiliğini İslam’dan ayırmak mümkün değildir.
Ruhi Ersoy Hocanın meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada Milliyetçi Hareket Partisi’nin konumlandığı yer ile Türk Milliyetçiliğinin ülküsünü ve Türk Milliyetçisini tanımlar.
“Taşkent ve Ötüken’den yayını çekerek can hakimiyeti ülküsü ile yola çıkan bir milletin evlatları,İslam ile şereflenip i’lâ-yi kelimetullah davasını ile Nizam-ı Aleme hakim kılmak ve adaleti tesis etmek isteyen bir medeniyetin evlatları”
Bu medeniyetin evlatlarının yolu,emperyalist ve kapitalist ABD’nin evlatlarının yolu ile kesişmez.
ABD’nin hezeyanlarını,fetullahın mankurtlarını,kürtçü faşişt Pkknın büyükbaşlarının Kemal Kılıçdaroğluna destek mesajlarını,TİP’ni,SİP’ni,DHKPC’sini her şeyi bir kenara bırakıyorum.
Hiç bir Türk Milliyetçisi,bu coğrafyada yaşayan millete “Türk” demeyi redderek “Türkiye Halkları”diyerek ırk üzerinden ayırmaya çalışan Pervin Buldan ile Selahattin Demirtaş ile aynı kişiýe aynı amaçla oy ve-re-mez.
Soru net.Kürtçü faşişt pkknın legal organı HDP ile Türk Milliyetçisi olduğunu iddia eden Ümit Özdağ’ı Kemal Kılıçdaroğlu isminde birleştirerek aynı amaçta oy vermeye motive eden güç kim olabilir.