İfrad ve Tefrid
İslam’da “ifrad ve tefrid” diye uç noktalar vardır. Ortası itidal.
Peygamber efendimizin bu manada “itidalli olunuz” diye hadisi şerifi bile var ama toplumca bizim normallestiğimiz ama bu konuda yani normalleşme konusunda tefrid noktasında olduğumuz hoş olmayan durumlar var.
Makyaj yapan hatta kadınlardan daha davetkâr erkekler, cinsiyet konusunda ortada bile duramayıp çoktan virajı almış üçüncü kimlikler.
Kavimlerin helakına böyle sapkınlıklar sebep olmuştur.
Ve farkındaysanız bu sene art arda nefes aldırmadan gelen felaketler bence bir helak durumudur. Alabilen için büyük ibret.
Yani illâ helak olmamız için taş kesilmemiz gerekmiyor.
Allah-û Teâlâ çok bile sabırlı bence.
Fakat devlet olarak ‘hiçbir kesimi küstürmeyeceğiz’ diye de tüm bu ahlaksızlıklara göz yumulmamalı.
Yani her şey mübah sayılmamalı.
İnanın yolda yürürken bir şey sormak için bile birine yaklaşmaya korkar oldum.
Ben hemcinslerimden utanır oldum.
Çıplaklıkta sınır kalmadı.
Kürtaja, gayrimeşruya, zinaya ticari olmadığı sürece izin veren kanunlar bu ahlaksızlığın karşısında durmadığı sürece toplum da duramaz.
Durmaz da.
Zaten birçok şeyi çok çabuk sindirip kanıksıyoruz.
Bu gidişle korona biter, başka bir şey gelir.
Biz maskeyi ağzımıza değil; gözümüze takalı çok olmuş azizim.
Dilimiz söylese, elimiz yazsa ne olur.
İşte böyle kendi aramızda konuşup ‘vah vah, tüh tüh, taş yağacak kafamıza’ deyip vicdanımızı rahatlatıyoruz güya.
Zannediliyor ki belanın tarihi var.
2020 geçse 2021 gelse ne olur yahu. Ne önemi var!
Zihniyet aynı, yaşantı aynı.
Biz vücut sağlığımızdan önce ahlâkımızı kaybettik.
Ve ar damarımıza maske taksak ne olur?!
Allah sonumuzu hayretsin.
Ve inşallah artık doğruyu buldursun. Zira O bize bildireli çok oldu, biz kaybettik.