Türk Birliği

İç Asya’dan hayvanlarına otlak bulmak, daha rahat bir hayat sürmek için batıya göçen Türk toplulukları kimi zaman Karadeniz’in kuzeyini kullanarak doğu Avrupa ve İskandinavya’ya kimi zamanda Karadeniz’in güneyinden, Ortadoğu, Anadolu ve Balkanlara göç etmiş, bu coğrafyalarıkendilerine Vatan yapmışlardır.

Kendi coğrafyalarını terk etmeyen Türk toplulukları isearazilerini koruyabilmek için bazen Çinlilerle, bazen Ruslarla, bazen de birbirleriyle mücadele ederek, İç Asya steplerini korumak için savaşmış hayatlarına bu coğrafyada sürdürmüşlerdir.

Göç eden Türk toplulukları, Romalılar, Franklar, Galyalılar ve Cermenler gibi daha güçlü kavimlerle kıyasıya kanlı bir boğuşmanın içine girerlerken, Bay-An, Attila, Kurum Han, Fatih gibi dirayetli liderlerin cesaretiyle güçlü devletler kurmuşlar, güçlü devletlerin çökmesiyle birlikte yeni devletlerin temelini atmışlar, zaferlerle sevinmişler, bozgunlarla ağlaşmışlar ancak yüreklerindeki daha iyi yaşamak, daha iyi yaşamak içinde hür olmak ateşini hiç söndürmemişlerdir.

Kimilerine göre yavaş kimilerine göre hızlı akan Tarih içinde, İç Asya da kalanlarımız Rus Çarlığının hakimiyetine girmiş, göç edenlerimizden sadece Osmanlı devleti ayakta kalmayı başarabilmiştir.

20. y.y başlarına gelindiğinde Amerika kıtasının bütün zenginliklerini eşkıyalık yaparak küçük adasına taşıyan İngiltere, sanayi devrimini tamamlamış, güçlü silahlar icat etmiş l. Dünya savaşının sonunda Osmanlı, Rus, Avusturya/ Macaristan, Alman ve Çin İmparatorluklarını yok ederek, Dünya gezegeninin tek patronu olduğunu ilan etmiş hükmettikleri coğrafyaların insanlarını köleleştirirlerken, bu coğrafyalarda bulunan bütün zenginlikleri, kurmuş oldukları acımasız sömürü düzeniyle, Amerika kıtasından daha beter eşkıyalıklarla çalıp çırpmışlarken, günümüzde deeşkıyalıklarına devam ettirmektedirler.

Osmanlı Türk devletinin çökmesiyle birlikte, Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa liderliğinde başlatılan bağımsızlık hareketi zaferle sonuçlanarak genç Türkiye Cumhuriyeti’nintemelleri atılırken, İç Asya’da durum daha farklı gelişmiştir. Rus çarlığının yerine kurulan Sovyetler birliği, Mazlum Milletlerin Enternasyonali safsatasını yayarak, Türk Topluluklarına el atmış ne yazık ki İç Asya liderlerinden Sultan Galiyev Sovyetler tarafından oyuna getirilmiş, Coğrafya Kızıl ordu tarafından işgal edilmiş, Sultan Galiyev oyuna geldiğini anladığında her şey için çok geç kalınmış,kendisi de Rus askerleri tarafından kurşuna dizilerek öldürülmüştür.

1980’li yılların ortasında Sovyetler birliği çökerken, İç Asyalı Türk devletleri tek tek bağımsızlıklarını ilan etmişler,Dünya adasında bu devletlerin yaşayabilmeleri, ayakta kalabilmeleri ve güçlenmeleri için karşılıksız ve çıkarsız tek yardım eden, yıllar önce İngiliz güdümlü Yunanlıları bozguna uğratarak bağımsızlığını kazanan Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Sovyetler birliğinin dağılması sadece iç Asyada ki Türk topluluklarının bağımsızlık kazanması ile sonuçlanmamış, aynı kökten zuhur ettiğimiz doğu Avrupalı Macarlar (Hunlar) ve Bulgarlar, (Bolgar) İskandinavyalı Estonlar’da bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.

Avrupa Birliği binasının çatırdadığı yaşadığımız günlerde, Avrupa Birliği üyesi Macaristan başbakanının Türk Birliği toplantısına iştirak etmesi küçümsenecek bir durum olmadığı gibi Finlandiya, (Suamatolar) Estonya ve Bulgaristan’da, Türk Birliği isminin Turan Coğrafyası Milletler topluluğuna dönüşebilecek, toplantılara katılmak için cesaretlendirmiştir.