Para ve Güç

Efsaneye göre, Roma devletini Barbar Cermen kavimlerden korumak için, Tiber nehrini siper ederek kuran Roman ve Romanus kardeşler, devletlerinin 21. y.y dahi değişik isim ve kimlikle yaşadığını bilmiş olsalardı herhalde çok mutlu olurlardı.

İtalyan yarımadasında kurulan I. Roma devleti Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya yayılmış ve mevcut zenginliklerin nişanesi olan altın ve gümüşü Roma’ya taşıyarak, Roma kalesi içinde yaşayan insanlarına müreffeh bir hayat sunarken, hızla yayılan Hristiyan öğretisi karşısında daha fazla dayanamayarak, eski inançlarını da Hristiyan öğretisiyle yoğurarak Katolik Hristiyanlığı seçmiştir.

Roma İmparatoru I. Kostantin devletini, daha güvenli olduğunu düşündüğü İstanbul yarımadasına taşıma kararı verdiğinde bilinen dünyanın bütün zenginlikleri yağma edilerek, Roma devletini İtalya’dan İstanbul’a taşınmış, kısa bir süre sonra Katolik inançtan daha farklı, resim ve heykelleri ön plana çıkaran Ortodoks inancı II. Romanın resmi mezhebiolmuş ancak Mazlum milletlerden çalma hırsı I. Roma dan daha farklı olmamıştır.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ve kendisini Roma Kayzeri ilan etmesiyle III. Roma dönemi başlamış ancak kurulan yeni Roma İslam adaletini temsil ettiğinden insanların ne inançlarına nede servetlerine göz dikilmiş, daha çok insanlardan çalan Hristiyan Kralların hazinesi ellerinden alınarak Osmanlı hazinesine aktarılmış, hatta bu hazineden, fethedilen düşman şehirlerde, Türklerin yaptığı tahribat bu krallardan alınan para ile inşa ve imar edilerek hüküm sürülmüş, insanlık adına Osmanlı barışı yaratılmıştır.

Amerika kıtasının keşfi tarihin kaderini değiştirirken, yeni kıtanın inanılmaz zenginlikleri için gerek Amerika da gerekse Avrupa da Protestan ve Katolikler arasında yüzyıllar süren savaşlar olmuş savaşın galibi ise İngiltere olmuştur.

İngiltere Hristiyan kültürünü Protestan ve Katolik inançların karışımı olan Anglikan kilisesinde birleştirirken, zenginliğin verdiği güçle sanayi toplumuna geçmiş, ürettiği üstün silahlarla mevcut dünyanın dörtte üçüne sahip olmuştur.

İngiltere için son atak, İslam olan III. Roma Osmanlıyı yok etmek olmuş Sultan Mehmet Vahdettin esir alınarak İtalya’ya sürgün edilirken, İngiltere dünyanın tek hâkim gücü olarak, Roma’yı Britanya adasına götürmüş ve IV. Roma olmuştur.

Osmanlının ortadan kaldırılması ile birlikte dünyadaİngiltere’yi zorlayacak hiçbir güç kalmamış, 1921 yılında İngiliz merkez bankası Kâğıt para basabilen tek yetkili güç olmuştur.

Önceleri hazinedeki altın ve gümüş rezervine karşılık kâğıt para basılırken, İngiliz kraliçesinin aldığı kararla devletlerin itibarına göre para basılmaya başlanmıştır.

Bunun anlamı şöyle açıklanabilir.

İngiltere kâğıt para basar Altın alır. Alınan altının yarısı kraliyet ailesinin öteki yarısı ise Kontların, Baronların ve Lortlarındır.

İngiltere de yaşayan halk tabakasından insanlara rahat bir hayat sürmeleri sağlanırken, onların asla zengin olmalarına izin verilmemiştir.

II. dünya savaşından sonra değerli Kâğıt paralara İngiltere’nin Askeri gücü Amerikan doları ve yine İngiltere’nin Hristiyan kardeşi Avrupa Euro’da katılacaktır.  

Mazlum Milletler içinse bu durum tam anlamıyla korkunç bir kaostur.

Örnek vermek gerekirse; Mazlum Milletler alın teri döküp kıt kanaat geçinerek, pantolon, ceket, ayakkabı, halı, mobilya, buğday domates v.s üretirler, İngiltere, Amerika ve Avrupabaskılı kâğıt verir ürünü satın alır. Mazlum Milletler ise ihracat yaptım milli ekonomiye katkıda bulundum diye mutlu olur.

Bütün bu imkansızlıklara rağmen Mazlum Milletler biraz belini doğrultsa o ülkede ya askeri darbe olur ya da ekonomik saldırıya uğrar.

Para ve güç işte böyle bir şey.

Kurtuluş yolu ise ya milli paralarla ticaret yapmak ya da IV. Roma’yı yok etmektir.